Ali Yahi
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un, seçimlerden önce ve seçim sonrasında cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturduktan sonra da basın özgürlüğünün önemine dair olumlu açıklamalarda bulundu. Basın alanında hayal kırıklıklarıyla geçen bir dönemin ardından basın çalışanları daha özgür bir gelecek hususunda umutlandı.
Tebbun’un programında basına geniş yer veriliyor
Tebbun’un programı ve bugün meclise sunulması beklenen hükümetin çalışma planında basına geniş yer verilmesi, yönetimin basına değer verdiğinin kanıtı olarak değerlendirildi. Tebbun daha önce hükümete basın alanında ifade özgürlüğü ve iletişim gibi konularda geniş çaplı reformları hayata geçirme talimatı vermişti.
Tebbun aynı zamanda reklam ve dijital gazeteciliğin anayasal çerçevesinin belirlenmesi, basının geliştirilmesinin teşvik edilmesi, medya ve iletişim sektöründe rol alanların desteklenmesi, meslek etik kural ve ilkeleri çerçevesinde medya faaliyetlerinin özgürce gerçekleştirilmesine imkân sağlanması, görsel-işitsel medya yasasının gözden geçirilmesi ve radyo kanallarının kurulmasının teşviki için çağrıda bulundu.
Basın sektörü kaos içerisinde
Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun’un bu derece basına önem vermesi, birçok soru işaretini beraberinde getirdi. Ancak bununla birlikte basın emekçileri, basın alanının hukuki, ekonomik ve toplumsal alanlarda sorunlarla karşı karşıya olduğunu dile getiriyor.
Gazeteci Muhammed Lehvazi, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Herkes Cezayir’deki basın sektörünün yıllardır büyük bir kaos içerisinde olduğu konusunda hemfikir. Bunda eski rejimin medya alanını kendini ve politikalarını aklamak için elinde tutmasının büyük rolü var. Ta ki halk hareketi aracılığıyla durum patlak verene kadar” ifadelerini kullandı.
4’üncü otoritenin sevgisini kazanmak
Lehvazi, “Tebbun yönetimin başına geçmeden önce basın sektörünü daha da liberalleştirmek ve gazetecilere olduğundan daha fazla ifade özgürlüğü tanımak için çalışacağını ve ulusal ilkeler dışında ifade özgürlüğünde bir üst sınır olmayacağını vurguladı. Ancak bu teorik ifadeler, sektör çalışanlarının umduğu gibi sahada bir karşılığı olmadı. Başkan Tebbun, 4’üncü otoritenin sevgisini kazanmak için, Cumhurbaşkanlığı’na basın danışmanı ataması ve yerel medya ile görüşmeler gerçekleştirmesi, iyi niyet göstergesinin bir işaretiydi” dedi.
Lehvazi, ülke basının geleceği hakkında, “Mevcut durum, ciddi bir siyasi iradenin olmaması halinde basının yaşadığı trajedilerin süreceğini gösteriyor. Basını demokratik ülkelerin standartlarına yükseltmekten bahsetmek yeterli değil. Hükümet programı geçmiş tecrübelerin bir tekrarı olacak. Mevcut yasaların rolü, sadece gazetecileri iktidarın kontrolünde tutmaktır” ifadelerini kaydetti.
Zor ama imkânsız değil
Gazeteci Fâtımatü'z-Zehra Nazif, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamada, “Cezayir basınını prangalardan kurtarmak birçok nedenden dolayı oldukça zor. Kalem sahiplerinin serbest özgürleştirilmesi aşamasına ulaşana kadar, önce kalem sahiplerinin hakları ve görevleri özgürleştirilmelidir. Dolayısıyla bunun için işe temelden başlanmalıdır. Bu da medya kurumlarının mali bağımsızlığının yasallaştırılması anlamına geliyor. Basın alanında düzgün bir temel yapı oluşturulduktan sonra basın özgürlüğü hakkında konuşulabilir. Bu imkânsız değil. İlgili tüm tarafların çalışma ve çabalarını gerektiren bir durum” diye konuştu.
Nazif, “Hükümetin mevcut prosedürleri henüz uygulanmadı. İyice araştırabilmemiz için bu prosedürler somut olmalı. Biz, Başkan’ın (Tebbun) medya patronları yerine gazeteciler ve basın emekçileriyle bir araya görüşmesini arzulardık. Meslekle ilgili hukuki ihtiyaçlarını dile getirecek olanlar söz konusu kesimdir” dedi.
Hayata geçirilmeyi bekleyen vaatler
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Tebbun’un basın özgürlüğünü savunma ve yenileme hususunda defalarca kez vaatlerde bulundu. Ancak bu alanda herhangi bir iyileşme gözlemlenmiyor. Gazeteciler halen soruşturma ve tutuklamalara maruz kalıyor.
Cezayir Gazeteciler Birliği, açıklamasında Cezayir medyasının geçen yıldan bu yana eşi görülmemiş bir felaketten muzdarip olduğunu belirterek, “Milyonlarca Cezayirlinin katıldığı 22 Şubat halk hareketinden sonra, siyasi iktidarın demokrasi ve şeffaflık talep eden Cezayir halkının eski icraatları ortadan kaldırma mesajına boyun eğmesini beklerdik ama ne yazık ki gerçek buna tamamen aykırı” ifadelerine yer verdi.
Siyasi analist Mümin Avir, Independent Arabia’ya yaptığı açıklamda, “Hükümetin basın özgürlüğüne alan açan programı ve Cumhurbaşkanı Tebbun’un basını bütün prangalardan kurtarmak istediği yönündeki ifadeleri, basın özgürlüğü için olumlu adımlar ve büyük bir sorumluluk. Fakat sadece vaat ve hedef düzeyinde kalacak. Buteflika döneminde bunları binlerce kez duyduk” dedi.
Avir, “Biz sahada somut adımlar görmek istiyoruz. Ancak bu şekilde gelişmiş ülkelerin medyasına doğru bir adım yaklaşabiliriz” diye konuştu.
Tebbun döneminde Cezayir basını
Tebbun döneminde Cezayir basını
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة