Kattan: Suudi Arabistan, Afrika'daki anlaşmazlıkları çözmek için çabalıyor

Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan (Şarku’l Avsat)
TT

Kattan: Suudi Arabistan, Afrika'daki anlaşmazlıkları çözmek için çabalıyor

Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan, Suudi Arabistan'ın şu anda Afrika'daki kardeş ülkeler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek için çabaladığına işaret ederek, Riyad’ın ev sahipliğinde kurulan Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi’nin ehemmiyetine vurgu yaptı.
Kattan, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği özel röportajda Suudi Arabistan’ın gerek Kızıldeniz bölgesinin önemi konusuna dikkat çeken gerekse de su yolunun güvenliğinin sağlanması için uluslararası çabaları harekete geçirme konusunda çağrıda bulunan ilk ülke olduğunu söyledi.
Konsey ülkeleri ve diğer ülkeler arasında yatırım ve kalkınma alanlarında işbirliği sağlanması için ekonomik bir stratejinin belirlenmesi gerekliliğine vurgu yapan Kattan, bunun yanı sıra ortaklık kurmak için mevcut fırsatlardan yararlanmak, ortak girişimlerde ve yatırımlarda bulunmak ve konsey ülkeleri arasında Akdeniz hatları boyunca yeni petrol araştırmaları için bir dizi anlaşmaya olanak sağlamak gibi durumların önemine değindi.
Kızıldeniz'deki canlı kaynakların birçok çevresel tehdit ve risklerden korunmasının ehemmiyetine işaret eden Kattan, bazı ülkelerin bölgenin çevre güvenliğine zarar verme girişimlerinin önüne geçilmesi için çalışılması gerektiğini söyledi. Ayrıca konseyin kuruluş tüzüğünün en az 4 ülke tarafından onaylanması sonrasında 90 gün içerisinde yürürlüğe gireceğine dikkat çekerek, konsey genel sekreterliğinin Riyad’da bulunacağını ve ilk genel sekreterinin ise Suudi Arabistan’dan olacağını belirtti.
Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Ahmed Kattan ile gerçekleştirilen röportajın metni:
-Kızıldeniz ve Aden Körfezi Kıyısındaki Arap ve Afrika Ülkeleri Konseyi’nin kuruluşu Suudi Arabistan, bölge ve diğer ülkeler için neyi temsil ediyor?
Konseyin kurulması ve Suudi Arabistan’da tüzüğün imzalanması, bölgenin tarihi ve geleceği açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Konsey içerisindeki ülkeler ve halkları için büyük ve önemli bir başarıyı temsil eden bu oluşum, ülke liderlerinin -özellikle siyasi, güvenlik ve ekonomik olarak bölgenin içinden geçtiği şu koşullarda- bu husustaki ısrarlarını, kararlılıklarını ve inançlarını yansıtıyor. Bununla birlikte ülkeler arasında işbirliğini güçlendirmek adına şu an kardeşlerimizle yer aldığımız bu bölgesel oluşuma ihtiyacımız var. Bu oluşum, ülkelerin her alanda güvenliğini, istikrarını ve gelişimini sağlayacak şekilde koordine olmalarını sağlayacak. Ayrıca önümüzdeki aşamalarda karşı karşıya kalınabilecek zorlukların üstesinden gelinmesini mümkün kılacak.
Bu oluşum, ülkeleri birbirine bağlayan kardeşlik bağlarının ve tarihi ilişkilerin doğal bir neticesidir. Bu ülkeler arasında Kızıldeniz'in önemine ilk kez dikkat çeken ve su yolunun güvenliğinin sağlanması için uluslararası çabaları harekete geçirme konusunda ilk kez çağrıda bulunan Suudi Arabistan da bulunuyor. Su yolundan her yıl on binlerce gemi geçiyor ve buradaki ticaret hacmi küresel ticaretin yüzde 13'ünden fazlasını oluşturuyor. Ayrıca küresel petrol hareketinin yüzde 40’ı buradan geçiyor ve yüzdelerin yıldan yıla artması bekleniyor.
Bu oluşum, Suudi Arabistan’ın Kral Abdülaziz tarafından kuruluşundan Kral Selman bin Abdülaziz ve Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın zamanına kadar sarf edilen sürekli çabaların bir ürünüdür. Bu çabalara, iyi komşuluk ve ülkelerin iç işlerine karşımama gibi ilkelerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası organizasyonlar çerçevesinde aktif bir rol oynamak ve ortak çıkarlar doğrultusunda ilişkileri güçlendirmek eşlik etmiştir.
Bu anlaşma, ülkeler arasındaki kalkınma ve ekonomik entegrasyonunu sağlamanın ve ticareti işlemleri kolaylaştırmanın yanı sıra ülkelerin gelecekteki stratejik hedeflerine ulaşmalarını ve öncelikli yüksek çıkarlar doğrultusunda tüm alanlarda aralarındaki işbirliğini güçlendirmelerini sağlayacaktır.  Bu ülkeler arasındaki coğrafi yakınlık, dilsel ve kültürel benzerlikler ve bölgesel eylemin önemine ilişkin hissedilen inanç bu yaklaşımın başarılı olmasına katkıda bulunmuştur.
-Suudi Arabistan’ın çabaları ve bu kapsamda oynadığı rol hakkında daha fazla bilgi verir misiniz?
Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz meselesine verdiği bu önem ve bölgede güvenlik ve istikrarı temin için iş birliği yapılması konusundaki arzusu, yaklaşık 2 bin 400 km uzunluğundaki kıyılara sahip en büyük ülke olmasından kaynaklanıyor. Bu rakam, sahil şeridinin toplam uzunluğunun yüzde 40'ından fazlasını oluşturuyor. Ayrıca 178 bin mil karelik bir alanı kapsayan Kızıldeniz’in güvenliği, Suudi Arabistan için yüksek stratejik ve jeopolitik önemi haizdir. Çünkü coğrafi konumu nedeniyle, üç büyük kıta arasındaki bağlantı noktasıdır. Bundan dolayı Suudi Arabistan, Kızıldeniz ülkeleriyle işbirliği için çokça çaba sarf etti, bir dizi seminer düzenledi ve birçok ilmi araştırmayı teşvik etti ve destekledi.
Burada bölgesel bir işbirliği çerçevesi oluşturma fikri, 1956'da başlatılan eski bir Suudi girişimine kadar uzanıyor. Suudi Arabistan o sıra Cidde'de üçlü bir zirve gerçekleştirilmesi için çağrıda bulundu. Zirveye Kral Suud bin Abdülaziz, Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır ve İmam Ahmed bin Yahya katıldı. Suudi Arabistan, Mısır ve Yemen tarafından imzalanan Cidde bildirisinde, ortak bir güvenlik inşa edilmesi yönünde karar alındığı hususunda uzlaşıya varıldığı. 
Ayrıca Suudi Arabistan 1972'de Cidde’de, Mısır, Sudan, Etiyopya ve Yemen'in katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıda bu ülkelerin Kızıldeniz’in derinlerindeki kaynaklardaki hakları teyit edildi ve buraya ilişkin yatırımlar düzenlendi. Yapılan ortak açıklamada, bu kaynakların tüm kıyı devletlerinin hakkı olduğu ve gelecekte de böyle kalması gerektiği belirtildi.
Suudi Arabistan, 1974 yılında, Kızıldeniz'in dibindeki doğal kaynakların ortak kullanımıyla ilgili olarak Sudan ile bir anlaşma imzaladı. Anlaşma kapsamında merkezi Cidde şehri olmak üzere bir Suudi-Sudan ortak komitesi kuruldu. Bu komite 1990 yılına kadar çalışmalarını sürdürdü. Ardından 2017 yılında bu zenginlikleri geliştirmek adına daimi bir ortak komite kuruldu. 1976 yılında Cidde'de, Kral Halid bin Abdülaziz, Cumhurbaşkanı Enver Sedat ve Devlet Başkanı Cafer en-Numeyri’nin katıldığı üçlü bir zirve gerçekleştirildi. Zirve sonucunda Mısır ve Sudan arasında ortak savunma anlaşmasının imzalanmasının yanı sıra Kızıldeniz'de askeri koordinasyonun önemi ve birleşik bir askeri komite kurulması konusunda uzlaşıya varıldı.
1980’lerin başından bu yana Kızıldeniz'in tanık olduğu tehlikeler ve tehditlerden dolayı Suudi Arabistan, çabalarını yoğunlaştırdı ve bu çabalar 1982’de Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Sudan, Cibuti, Somali ve Yemen arasında Cidde Anlaşması'nın imzalanmasıyla sonuçlandı. Bunun ardından Kızıldeniz ve Aden Körfezi Çevresinin Korunması için bölgesel bir oluşum kuruldu. Suudi Arabistan 2018'de Ürdün, Mısır, Sudan, Yemen, Cibuti ve Somali'nin katıldığı Kızıldeniz Ülkeleri Bakanlar Toplantısına ev sahipliği yaptı.
Suudi Arabistan, son olarak Ürdün, Mısır, Sudan, Cibuti ve Yemen'in katılımıyla Cidde'de başlatılan “Kızıldeniz 1” tatbikatıyla koordinasyon ve bölgesel güvenlik işbirliğini geliştirme çabalarını sürdürdü. 21 Nisan 2019'da Suudi Arabistan, adı geçen ülkelerdeki üst düzey yetkililerin katıldığı bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Toplantıya bu ülkelerin yanı sıra Eritre’de katıldı. Suudi Arabistan'ın bu başarıyı kardeşleriyle işbirliği içinde gerçekleştirdiğine şüphe yok.
-Bu konseyin kurulmasının sebepleri nelerdir? Konsey ülkeleri bu oluşumdan ne elde edecekler?
Yaklaşık 5 bin 500 km'lik bir kıyı şeridine, ortalama 300 km'lik bir ve 2 bin 500 metre derinliğe sahip olan Kızıldeniz, önemli deniz ve okyanuslarla bağlantısı ve petrol kaynaklarının kıyılarına yakınlığı nedeniyle eski zamanlardan beri eşsiz stratejik öneme sahiptir. Burada yaklaşık 1150 ada bulunuyor ve birçok bölgesel ve uluslararası gücün Akdeniz, Atlantik ve Hint okyanusuna erişimi sağlıyor. Güneyden Bab'ul Mendeb Boğazı ve Aden Körfezi üzerinden Arap Denizi'nin Afrika ve Asya arasındaki sularına bir geçit olduğu gibi, kuzeyinde Sina Adası, Akabe Körfezi ve Süveyş Kanalı'nın yer alması bölgesel ve küresel ticaret yolları için önemli bir koridor haline getiriyor. Ayrıca, Kızıldeniz'in konsey devletlerinin yaşam ve yönelimlerinde oynadığı büyük rol, tehlikelerle yüzleşmek adına tek bir strateji içerisinde çalışmayı gerekli kılıyor.
Bu konseyin oluşumu, bölgenin şahit olduğu tarihi aşamaların ve halihazırda tanık olduğu koşulların ve bunun ülkelere olan etkilerinin doğal bir sonucudur. Aynı zamanda bu konseyin oluşumunun bir diğer motivasyonu ise bu ülkelerin çeşitli alanlarda işbirliğini güçlendirmenin önemini fark etmelidir. Zira bu hassas zamanlarda güvenlik, istikrar ve kalkınmanın sağlanması böyle bir iş birliğini gerektirmektedir. Siyasi açıdan bu oluşum, ülkelerin daha fazla işbirliği ve siyasi koordinasyon ihtiyacından ileri geliyor. Bununla birlikte bu bölgede bazı devletler ve terörist unsurlar tarafından ekilen mayınların temizlenmesi hususunda da konsey devletleri arasında bir işbirliğinin sağlanması gerekiyor. Bu bağlamda uluslararası deniz trafiğinin ve küresel ticaretin korunmasının yanı sıra bölgedeki deniz terörüyle mücadeleyle ilgili olarak da ortak bir strateji benimsenmelidir. Ayrıca deniz güvenliğinin sağlanması ve konsey ülkelerinin egemenliğinin herhangi bir saldırıdan korunmasını sağlamak amacıyla entegre stratejilerin geliştirilmesi gerekiyor.
Suudi Arabistan'ın ekonomik ve kalkınma yolculuğunu ve bu süreçteki başarılarını takip edenler, onun projelere ve dev ekonomik şehirlerin kurulmasına özel önem verdiğinin görür. Suudi Arabistan, bölgesel ve uluslararası dev projelerin uygulanmasının ve başarısının, bölgede ve Afrika Boynuzu'nda kalıcı bir güvenlik ve istikrar durumunu gerektirdiğine inanıyor. Hiç şüphe yok ki Suudi Arabistan ve bu ülkelerin deneyimleri, liderlerinin ve halklarının arzu ettikleri ortak çalışmaya onları sevk ediyor. Krallık ayrıca etkili bir küresel ekonomik güç ve G-20 üyesi olarak muazzam ekonomik potansiyele sahiptir. Bununla birlikte diğer devletlerin de sahip olduğu büyük ekonomik kabiliyetler, bu oluşumun gelecekteki süreçte başarılı olması üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir.
Konsey ülkeleri ile diğer ülkeler arasında yatırım ve kalkınma alanında işbirliğinin sağlanması adına bir ekonomik stratejinin belirlenmesi zorunlu hale geldi. Söz konusu ülkeler gerek ekonomik çıkarlarında gerekse de projeler ve yatırımlar konusundaki fırsatları kullanmakta ortaktırlar. Ayrıca, bölgenin Doğu Asya ülkeleri ve Avrupa arasında önemli bir koridor olması, uluslararası ticareti korumak adına işbirliği konusunda daha fazla çaba gösterilmesini gerekli kılmaktadır. Kızıldeniz'deki canlı kaynakların azlığı, balıkçılık ve müdahalelerin yanı sıra birçok çevresel tehlike ve tehdidin üstesinden gelinmesi, çevrenin güvenliğinin sağlanmasını ve kirlilikten arındırılmasını zorunlu hale getirmektedir.
-Konsey tüzüğünün imzalanmasının ardından ne gibi adımlar atılacak ve konseyin merkezi neresi olacak?
Konsey tüzüğünün imzalanmasının ardından devlet başkanları düzeyinde bir toplantı yapılacak ve belirlenen hedeflere ulaşılması için çalışmalara başlanacak. En az 4 ülke tarafından onaylandıktan sonra tüzük 90 gün içerisinde yürürlüğe girecek. Konseyin genel sekreterliği Riyad’da bulunacak ve ilk genel sekreter ise Suudi Arabistan’dan olacak.
-Suudi Arabistan Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı olmanızdan bu yana neler başardınız?
Kral Selman bin Abdülaziz ve Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın direktifleri, kardeş ve dost ülkelerle ikili ilişkilerin güçlendirilmesinin ve bu ilişkileri her alanda geliştirmenin önemini her seferinde bir kez daha gösteriyor. Bu ülkeler arasında Afrika kıtası ülkeleri de bulunuyor ki Kral Selman bin Abdülaziz, göreve başladığından bu yana bu ülkelerle özel bir şekilde ilgilenmeye gayret ediyor ve bize onlarla olan ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde direktifler veriyor. Aynı zamanda bize bölgede güvenlik, istikrar ve kalkınmanın sağlanması adına çalışmamız için talimatlar veriyor. Onun bu konudaki ilgisini ve kararlığını gösteren bir diğer şey ise Afrika İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı atanması için bir kraliyet kararnamesi yayınlamasıdır. Bu bağlamda, Krallığın kıtada bulunan Arap ülkeleri de dahil olmak üzere Afrika ülkeleriyle ikili ilişkilerini güçlendirme ve her alanda bu ilişkileri geliştirme dosyalarından sorumluyum.
Suudi Arabistan'ın Afrika ülkeleriyle ilişkilerinde son dönemde dikkat çekici bir hareketlilik yaşandı. Geçen yıl Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın bir dizi Afrika ülkesine yaptığı resmi ziyaretler ve Afrika liderinin Krallığa resmi ziyaretleri bunu yansıtıyor.
Suudi liderliği, Afrika kıtası ülkelerinin bakış açılarını yakınlaştırmak ve anlaşmazlıkları çözmek için muazzam çabalar gösterdi. Ayrıca kardeşler arasındaki bu anlaşmazlıkların çözümünde bütün imkanını ve İslami rolünü kullandı. Sarf edilen bu çabalar, Etiyopya ve Eritre arasındaki tarihi barış anlaşmasıyla ilk meyvelerini verdi. 16 Eylül 2018’de Cidde kentinde bir araya gelen Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile Eritre Devlet Başkanı Isaias Afewerki barış anlaşmasına imza attılar. Ayrıca Suudi diplomasisinin iki ülke arasındaki anlaşmazlıkları çözüme kavuşturma çabaları çerçevesinde gerçekleştirilen toplantıda Eritre Devlet Başkanı ile Cibuti Cumhurbaşkanı bir araya geldiler.
Liderlik bu kapsamda kardeşler arasındaki anlaşmazlıkları çözmek ve onları birbirine yakınlaştırmak adına çaba sarf etmeye devam ediyor. Bu çabalar arasında, kıtadaki kardeşler arasındaki bazı sorunların çözülmesine aracılık ederek uzlaşı sağlanmasına yönelik gösterilen çabalar da var.



Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, 2024 yılı için düzenli hacı adaylarına yönelik Nusuk akıllı kartının, ister hacı adayı ister süreci yöneten organizatörler olsun, kutsal mekanlara girmek isteyen herkes için zorunlu olduğunu belirtti. Bakanlık, hiçbir istisnanın olmadığını ve bu prosedürü ihlal edenlerin Hac yönetmeliklerini ve talimatlarını ihlal etmekten dolayı cezalara maruz kalacağını bildirdi.

Bakanlık, Facebook ve X sayfalarında yaptığı bir dizi paylaşımda Nusuk akıllı kartının düzenli ve düzensiz hacıları ayırt edebildiğini ve kartı taşımayanların kutsal mekanlara giremeyeceğini belirtti.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı geçtiğimiz hafta Nusuk kartının hacılar tarafından taşınan kağıt versiyonu ve telefonun kamerası kullanılarak kağıt kart üzerindeki kodun taranmasıyla erişilen dijital versiyonu olmak üzere iki versiyonunu piyasaya sürdü.

tbht5

Bakanlığa göre kart, hacıların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştıran birçok hizmet içeriyor; sorunsuz hareket etmelerine yardımcı oluyor, kalkış saatleri hakkında uyarılar alabiliyor ve hacıların kendilerine sağlanan hizmetleri değerlendirmelerine ve şikayetlerini dile getirmelerine olanak tanıyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla hizmetlerinin reklamını yapan sahte Hac kampanyalarının kurbanı olunmaması yönündeki uyarısını yineledi. Bakanlık, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Bakanlık ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.


Muhammed bin Salman ve Zelenskiy Ukrayna-Rusya krizindeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Muhammed bin Salman ve Zelenskiy Ukrayna-Rusya krizindeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, dün (Çarşamba) Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Ukrayna-Rusya krizindeki son gelişmeleri ve çözümüne yönelik çabalarını görüştü

Suudi Veliaht Prens'in Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, iki ülke arasındaki ilişkiler gözden geçirildi ve ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi konu ele alındı.


Kuveyt, Türkiye ile silah alım sözleşmeleri ve yatırımı teşvik mutabakatı zabıtları imzaladı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
TT

Kuveyt, Türkiye ile silah alım sözleşmeleri ve yatırımı teşvik mutabakatı zabıtları imzaladı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)

Kuveyt ve Türkiye Ankara'da, Kuveyt'in yararına Türk savunma sanayisi ürünlerinin satın alınmasına ilişkin sözleşmelerle ilgili askeri iş birliği anlaşması imzaladı. İki ülke ayrıca, doğrudan yatırımı teşvik edecek anlaşmalara da imza attı.

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah dün (Salı) Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerde bulundu. Şarku'l Avsat'ın Kuveyt resmi haber ajansı KUNA'dan aktardığına göre Şeyh Meşal görüşmeler sırasında, Türkiye ziyaretinin, ‘iki ülke arasındaki verimli ve yapıcı iş birliğini güçlendirdiğini’ ifade etti. Şeyh Meşal ayrıca, ‘iki liderin, ülkelerinin çıkarlarına hizmet edecek ve halklarının umutlarını gerçekleştirecek şekilde çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirme arzusunu’ vurguladı.

Kuveyt Emiri, 21 Nisan'da Ankara'da ‘Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) ile Türkiye Cumhuriyeti arasında serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin başlatılmasına yönelik ortak bildirinin imzalanmasına’ övgüde bulundu.

Şeyh Meşal, “İki dost ülke arasında başta savunma olmak üzere, tüm alanlarda doğrudan sözleşme (hükümetler arası) yoluyla ortak iş birliğini geliştirme arzumuzu yineliyoruz” dedi.

Kuveyt Emiri, “Türkiye-Kuveyt İşbirliği için Ortak Komitesi’nin üçüncü oturumunu Kuveyt'te dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Ekonomik alanda ise Şeyh Meşal, “Kuveyt-Türkiye Ekonomik, Endüstriyel ve Teknik İşbirliği Ortak Komitesi'nin 11’inci oturumunu Ankara'da gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla beklediklerini” belirtti.

xrtn
Kuveyt ile Türkiye arasında Ankara'da imzalanan savunma ve ekonomik iş birliği anlaşmalarının bir bölümü (KUNA)

KUNA, Şeyh Meşal ve Erdoğan'ın dün öğleden sonra Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Kuveyt Savunma Bakanlığı tarafından temsil edilen Kuveyt hükümeti ile Millî Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türk hükümeti arasında imzalanan ikili anlaşmaların imza törenine katıldığını bildirdi. Savunma sanayii alım sözleşmelerine ilişkin idari protokol de dahil olmak üzere, Kuveyt ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmaların imzaları, Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah Ali Abdullah el-Yahya ve Türkiye Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün tarafından atıldı.

Kuveyt Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı arasında ortak bir stratejik diyalog kurulmasına ilişkin mutabakat zaptı ise iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalandı.

Diğer yandan Kuveyt İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) arasında afet ve acil durum yönetimine ilişkin mutabakat zaptı, Kuveyt Dışişleri Bakanı el-Yahya ve AFAD Başkanı Okay Memiş tarafından imzalandı.

Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Kurumu ile Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü arasında, serbest bölgeler alanında iş birliğine ilişkin niyet mektubu, Kuveyt Maliye Bakanı ve Ekonomik İşler ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Bakanı Enver Ali Abdullah el-Muzaf ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından imzalandı.

Şarku’l Avsat’ın KUNA’dan aktardığı habere göre Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında konut refahı ve altyapısı alanında iş birliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Anlaşma el-Muzaf ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından imzalandı.

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında, yatırım tanıtım faaliyetlerinde iş birliği konusunda mutabakat zaptı imzalandı. Mutabakat zaptı, el-Muzaf ve Özhaseki tarafından imzalandı.


Suudi Arabistan, İsrail'in Ürdün'deki insani yardım konvoyuna saldırısını kınadı

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Ürdün'deki insani yardım konvoyuna saldırısını kınadı

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Suudi Arabistan, İsrailli yerleşimcilerin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne giden Ürdün insani yardım konvoyuna saldırısını şiddetle kınadı.

Dışişleri Bakanlığı dün (Salı) yaptığı açıklamada, bu saldırıların tekrarının İsrail işgal güçlerinin uluslararası insani hukuk çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmemesinin bir sonucu olduğunu ve Gazze'ye gerekli insani yardımın ulaşmasını engellemek için sistematik bir gizli anlaşmayı teşkil ettiğini belirtti.

Bakanlık, Suudi Arabistan'ın uluslararası topluma, İsrail işgalinin uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk ihlallerinden sorumlu tutulması için gerekli tüm önlemleri alması ve yardım konvoylarının geçişini koruma ve güvence altına alma ve güvenlik önlemleri alma konusunda sorumluluğunu üstlenmesi çağrısını vurguladı. Yardımların Gazze'ye girmesinin oradaki boğucu insani krizin hafifletilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.


Suudi Dışişleri Bakanı Ferhan ile Ürdünlü mevkidaşı Safadi, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi tehlikesini vurguladı

Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Ferhan ile Ürdünlü mevkidaşı Safadi, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi tehlikesini vurguladı

Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Ürdünlü mevkidaşı Eyman es Safadi, dün (Salı) yaptıkları telefon görüşmesinde, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi ve Gazze Şeridi’nden Filistin'e insani yardım girişini kapatması tehlikesini doğruladı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki tarafın da Gazze'de devam eden İsrail askeri geriliminin durdurulması gereğini vurguladığını belirtti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı, es Safadi ve Prens Faysal'ın daha önceki görüşmeler sırasında Refah şehrine yönelik herhangi bir askeri saldırının önlenmesi gereğini vurguladıklarını bildirmişti.


Kral Selman ve Veliaht Prens , oğlunun ölümü nedeniyle Burhan'a taziyelerini sundu

Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens , oğlunun ölümü nedeniyle Burhan'a taziyelerini sundu

Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Kral Salman bin Abdülaziz, oğlu Muhammed'in ölümü üzerine Sudan'daki Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Korgeneral Abdülfettah El Burhan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında: "Oğlunuz Muhammed -Allah ona rahmet etsin- vefat haberini aldık. Ekselansları'na ve merhumun ailesine en derin ve en içten başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.  Cenâb-ı Hakk'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kaplamasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü zarardan korumasını dileyelim. Biz Allah’tan geldik ve O'na döneceğiz" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz de Burhan'ın benzer bir mesaj göndererek şunları söyledi: "Oğlunuz Muhammed'in -Allah ona rahmet etsin- ölüm haberini aldım. Ekselanslarınıza ve merhumun ailesine en sıcak ve en içten başsağlığı dileklerimi göndererek, Yüce Allah'tan ona rahmet ve mağfiret etmesini ve geniş bahçelerinde yaşatmasını diliyorum. O, işiten ve cevap verendir.”


Suudi limanları hacıları kabul etmeye hazır

Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
TT

Suudi limanları hacıları kabul etmeye hazır

Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)

Suudi Pasaport Müdürlüğü, uluslararası hava, kara ve deniz limanları aracılığıyla bu yılki hacı kabulü için hazırlıklarını tamamlayarak, Allah'ın misafirlerinin çeşitli dillerinde nitelikli insan kadroların çalıştırdığı son teknik cihazlarla işlemlerini tamamladı.

Hac ile ilgili yapılan toplantıda Pasaport Genel Müdürü Korgeneral Suleyman Al-Yahya, Müdürlük çalışanlarına kendilerine verilen görevleri doğru ve yetkin bir şekilde yerine getirmeleri, Allah'ın misafirlerine hizmet etme konusunda çabalarını sürdürmeleri çağrısında bulundu.

frvfvr
Hac Pasaport Müdürleri toplantısından (SPA)

Hac Bakanlığı, hacılara rahatlık sağlayacak ve yolculuklarını kolaylaştıracak teknik imkanlardan yararlanacak, her imkânı sunma yönündeki sürekli çabası kapsamında bu yılki Hac'da kullanılacak “Nusuk” kartını geçtiğimiz günlerde kullanıma sundu.

“Nusuk” ve “Tevekkalna” uygulamalarında dijital versiyonu da bulunan kart, yurt dışından gelenlere vize çıktıktan sonra Hac ofisleri aracılığıyla teslim edilerek, hacıların çeşitli avantaj ve hizmetlerden faydalanmasına imkân sağlıyor.


Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
TT

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli, Suudi Arabistan ile finansal teknoloji, yeşil finans, yapay zeka, uzay ve siber güvenlik alanlarındaki ortaklıkları en üst düzeye çıkarmak için yoğun çabaların sürdüğünü açıkladı.

Mainelli geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısına katılımı sırasında Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Birlikte çalışarak, finansal hizmetler sektörünü güçlendirmek ve yeşil dönüşümün sunduğu muazzam fırsatları ortaya çıkarmak için sürdürülebilir finans alanındaki uzmanlık ve yenilikleri paylaşabilir ve kullanabiliriz” şeklinde konuştu.

Riyad'da ülkesinin delegasyonuna liderlik eden Mainelli, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

İngiltere, Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı

Mainelli, “İki krallık önemli ticaret ortaklarıdır; Birleşik Krallık 17,4 milyar sterlin (82 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağıdır. Bu arada Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), 65 milyar Sterlin (305 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Birleşik Krallık'ın dördüncü büyük ticaret ortağıdır. Suudi Arabistan'ın Birleşik Krallık'taki yatırımlarının değerinin 65 milyar sterlin (305 milyar riyal) olduğu tahmin ediliyor” ifadelerini kullandı.

Mainelli sözlerini şöyle sürdürdü: “KİK ile Birleşik Krallık arasında devam etmekte olan serbest ticaret müzakerelerini memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun mesleki, ticari ve finansal sektörlerde pazara erişim konusunda hızlı ilerleme çağrısında bulunan Birleşik Krallık-KİK Ortak Ticaret ve Yatırım İncelemesi’nin tavsiyelerine uymasını umuyoruz.”

Mainelli, geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısının önemi ve temiz enerji konusunda ikili, bölgesel ve küresel iş birliği için yeni fırsatlar konusunda ise “Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısı, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 çerçevesinde ekonomisini petrol ve doğalgazdan uzaklaştırarak çeşitlendirme konusunda kaydettiği olağanüstü ilerlemeyi sergilemesi için bir fırsattı” dedi.

Mainelli sözlerine şöyle devam etti: “Suudi Arabistan'ın geleceğine derinlemesine bakması harika ve ben bunu alkışlıyorum. Suudi Arabistan'ın hidrojen teknolojisinin yanı sıra biyoloji ve sağlık alanında da büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.”

‘Vizyon 2030'un en iyi yanının Suudi halkı için iyi entelektüel işler yaratmak olduğunu ve bunun 40 milyonluk bir ülkenin neleri başarabileceğine dair yüce bir vizyon sunduğunu’ vurgulayan Mainelli, Birleşik Krallık Londra'nın finansal teknoloji, yeşil finans ve sigorta alanlarındaki deneyiminden ötürü, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un çeşitlendirilmiş bir ekonomi, finansal katılım ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için tercih edilen doğal ortak olduğunu belirtti.

Mainelli, “Birleşik Krallık'ın finansal ve profesyonel hizmetlerden sorumlu uluslararası elçisi olarak, Suudi Arabistan'ın yeni ortaya çıkan finansal teknoloji ve yeşil finans gruplarının yanı sıra yapay zeka ve uzay şirketleriyle görüşmek üzere buradayım. Ayrıca, başta sigorta, bankacılık, dijital, yeşil finans, siber güvenlik ve finansal teknoloji olmak üzere finansal hizmetlerde Suudi Arabistan ile ortaklığımızı en iyi şekilde nasıl derinleştirebileceğimizi tartışmak üzere maliye ve yatırım bakanlarıyla ikili görüşmeler yapacağım” ifadelerini kullandı.

Riyad ve Londra arasında eşleştirme

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Londra ve Riyad arasındaki eşleştirme (twinning) süreci ve mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

Mainelli, “Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan'dan politika yapıcılar, sektör liderleri ve finans profesyonellerinin yanı sıra uluslararası katılımcılar da dahil olmak üzere 200 kadar üst düzey katılımcıyı bir araya getirecek. Zirve, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanacak” şeklinde konuştu.

Mainelli'ye göre yaklaşan zirve, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'da ana hatlarıyla belirtilen sürdürülebilir altyapı hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için becerilerini, ürünlerini, uzmanlıklarını ve sermayelerini sunma konusunda daha fazla Birleşik Krallık finans ve profesyonel firmasını proaktif ortaklar olmaya teşvik edecek. Zirve ayrıca, iki ülke arasında anlamlı, uzun vadeli ortaklıklar ve iş birliği kurmanın önemini vurgulayacak.

Mainelli'ye göre zirvenin konuları arasında, sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi ve yeşil dönüşümün teşvik edilmesinde İngiltere-Suudi Arabistan iş birliğinin unsurları ve önemi, sürdürülebilir altyapının finansmanı, yatırım açığını kapatmanın yolları ve kamu-özel sektör ortaklıklarının rolü yer alıyor.

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi'nde yenilikçi finansman modellerinin yanı sıra mega projeler ve akıllı şehir planlaması açısından kentleşme ve sürdürülebilir şehirlerin geliştirilmesi ile yeşil teknolojilerin yaygınlaştırılması ve inovasyonun teşvik edilmesi çerçevesinde yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji girişimlerinin de ele alınacağını kaydetti.

Mainelli sözlerini şöyle noktaladı: “Suudi Arabistan, ekonomik çeşitlendirme planı ve Vizyon 2030 ile ekonomik dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Sürdürülebilir finans alanında küresel bir lider olan Birleşik Krallık ile birlikte zirvenin çözümler üreteceğinden ve dünyanın geri kalanının faydalanabileceği bir model oluşturacağından eminim.”


Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman, Devlet Bakanı, Savunma Bakanı ve Burkina Faso Gazileri Tümgeneral Kasım Coulibaly ile görüştü. Dün (Pazar) yapılan görümede iki taraf arasındaki ilişkilerin gözden geçirmesinin ardından askeri ve savunma alanlarında iş birliği anlaşmaları yapıldı.

Prens Halid bin Salman'ın, Tümgeneral Kasım Coulibaly'yi Riyad'daki bir kütüphanede kabulü sırasında yaptığı görüşmelerde, bölgesel ve uluslararası alandaki durumla ilgili gelişmeler ve bu konuda yapılan çalışmalar ele alındı.

Toplantıya Suudi tarafından Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdul Rahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Fayyad Al Ruveyli, İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Beyani ve Savunma Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Hişam bin Abdulaziz bin Saif katıldı.

Burkino Faso tarafında ise Savunma Bakanlığı Askeri ve Savunma İşbirliği Genel Müdürü Tuğgeneral Kapoor Jean-Baptiste, Burkina Faso Kraliyet Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Traore çok sayıda üst düzey yetkili hazır bulundu.


Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok
TT

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, son zamanlarda izlenen salgının son beş gününde yeni bir botulizm gıda zehirlenmesi vakası kaydedilmediğini belirterek, izlenen vaka sayısının 69'u vatandaş, 6'sı bölge sakini olmak üzere 75 vakaya ulaştığını bildirdi.

Enfekte olan kişilerden 50'sine botulizm gıda zehirlenmesi teşhisi konulduğunu açıklayan Bakanlık, 43 vakanın iyileşerek hastaneden taburcu edildiğini, 11 hastanın servislerde, 20 hastanın ise yoğun bakımda yattığını açıkladı. Bakanlık bir ölüm vakası olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'daki devlet kurumlarının doğru bilgi vererek ve söylentileri yalanlayarak izlediği şeffaflık doğrultusunda yapılan açıklamada, ‘tüm bu vakaların tek bir kaynaktan çıkan gıda zehirlenmesi salgınıyla ilişkili olduğuna’ dikkat çekildi. İlgili devlet kurumlarının ortak çabaları sonucunda salgının kontrol altına alındığını ifade eden Sağlık Bakanlığı, vakaları takip etmeye ve sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini vurgulayarak, hastalara acil şifalar diledi.

Sağlık Bakanlığı, kamuoyunu, bilgileri resmi kaynaklardan almaya ve özellikle ilgili kurumların olayın tekrarlanmasını önlemek için derhal ve doğrudan önlemler alması nedeniyle söylentileri ve yanlış bilgileri yaymamaya çağırdı.

Devlet kurumları tarafından alınan tedbirler, vatandaşların, bölge sakinlerinin ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayacak her şeyin sürekli ve yoğun bir şekilde takip edildiğini ortaya koyarken, hastaların en üst düzeyde tıbbi müdahaleye ve hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmak için özenli takibe alınmaları dikkat çekiyor.