ABD ve Avrupa ülkeleri, İran'ın Fordo Nükleer Tesisi'nde, nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek, uranyum zenginleştirmeye devam ettiği yönündeki endişelerini dile getirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran tarafından atılan adımların nükleer silah edinme seçeneğine doğru ilerleyebileceği konusunda uyarıda bulunarak, nükleer bir tırmanışın yaşanabileceği hususunda endişeli olduğunu söyledi. Ayrıca uluslararası toplumu İran üzerindeki baskıyı artırmak için ciddi adımlar atmaya çağırdı.
ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook, Şarku’l Avsat’a verdiği özel röportajda, ülkesinin planladığı adımlar konusunda açıklamalarda bulundu. Nükleer anlaşmanın İran'ın bu husustaki hırslarını azaltma konusundaki başarısızlığına işaret eden Hook, ABD’nin anlaşmadan geri çekildikten sonra İran’a sert yaptırımlar uyguladığını ve anlaşmadaki diğer ülkelere, gerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) içinde gerekse de nükleer anlaşma haricindeki çalışmalar ile ulusal çıkarlarını güvence altına alacak ve dünya için güvenlik sağlayacak kararlar almaları çağrısında bulunduğunu söyledi.
Hook, ABD’nin bir yandan İran’a ve İran Dini Lideri Ali Hamaney’e yakın yönetici sınıfa azami yaptırımlar ve baskı kampanyası uygularken, diğer taraftan yabancı şirketlerin İran nükleer programında yaptırımlara maruz kalmaksızın çalışmalarına olanak sağlayan muafiyetlerin uzatıldığını ilan etmesi gibi birbiriyle çelişen tutumunu savundu. Ayrıca Hook, İran nükleer anlaşmasındaki en büyük hatalardan birinin, silah ambargosunun nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinden beş yıl sonra kaldırılması olduğunu söyledi ve bunun İran’ın geleneksel silahlar almasına ve satmasına imkân tanıdığını vurguladı. Ayrıca Hook, yapılan bir diğer hatanın, Devrim Muhafızları'nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve diğer 22 İranlı teröristin seyahat yasağının kaldırılması olduğunu ifade etti.
Hook: Ruhani’nin seyrüsefer güvenliği açıklaması komik
ABD'nin İran Özel Temsilcisi Hook, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Körfez’deki seyrüsefer güvenliğinin sağlanması çağrısını, ‘komik ve herhangi biri tarafından ciddiye alınması mümkün değil’ diyerek nitelendirdi.
ABD'nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook ile gerçekleştirilen röportajın tamamı;
- İran, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ederek Fordo Nükleer Tesisi'nde uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başladı. Üye devletler, bu husustaki endişelerini dile getirdiler. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise atılan bu adımın nükleer bir tırmanışın sinyalini verdiğini belirterek, İran rejimi üzerindeki baskıyı artırmak için ciddi adımlar atılması çağrısında bulundu. ABD, İran’ın nükleer alandaki bu hamleleriyle nasıl başa çıkacak? Hangi adımları atmayı düşünüyorsunuz?
Uluslararası toplumun, İran'ı bu nükleer tırmanıştan ve uranyum zenginleştirmesinden sorumlu tutması çok önemlidir. İran’ın bu adımı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (IAEA) İran'ın tüm nükleer programı hakkında bütünüyle şeffaf olması gerektiğini beyan ettiği bir zamanda geldi. Dünya, geçtiğimiz yıl Tahran’ın kalbinde nükleer bir cephanenin bulunduğunu fark etti. İsrail bir istihbarat operasyonu gerçekleştirdi ve nükleer madde hakkında gizli tutulan bir ton belge ve videoya ulaştı. Bu, tüm dünya ülkeleri için oldukça endişe verici bir durum olmalı. Çünkü dünyanın terörü finanse eden ilk devleti olarak kabul edilen İran, IAEA ile kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor.
- Uranyum zenginleştirme faaliyetlerine yeniden başlamak ve daha güçlü santrifüjler geliştirmek, İran'ın nükleer anlaşma konusundaki taahhütlerini azaltma doğrultusunda atmış olduğu adımların dördüncüsü. Fordo Tesisi'nde uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin askıya alınması, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran’ın nükleer programına getirilen kısıtlamalardan biriydi. İran’ın ABD yaptırımlarını ve uluslararası toplumu küçümsemediğini düşünüyor musunuz?
Bu, İran’ın hızlı bir şekilde nükleer programı kapsamında yaptığı atılımların ilki değil. Bundan dolayı tüm ülkeler, İran’ın nükleer bir silah edinmesini önlemek için ciddi adımlar atmalılar. Nitekim İran’ın nükleer bir silaha ulaşması, Ortadoğu’yu bütünüyle değiştirecek. Uluslararası toplumun İran'ın nükleer programına, füze programına, terörist faaliyetleri finanse etmesine ve Ortadoğu'daki ajanlarına yaptırım uygulamasının tam zamanı. İran, nükleer anlaşma nedeniyle daha tehlikeli bir hale geldi. Anlaşmayı imzalayanların bunun farkında olması gerektiğine inanıyoruz.
- Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, nükleer anlaşmadaki tehlikeli bir değişim konusunda uyarı yaparak, İran üzerinde toplu yaptırımlar uygulanması çağrısında bulundu. Sizce bu kapsamda ne tür yaptırımlar uygulanabilir? İran'ın uranyum zenginleştirme hamlesi nükleer anlaşmanın sona ermesinin önünü açabilir mi?
Biz nükleer anlaşmadan çekildik. Her ülkenin önünde böyle bir seçenek var. Fransa Cumhurbaşkanı, İran’ın nükleer anlaşmayı bitirmek istediğini ve nükleer bir atılım yapmak istediğini söyledi. Yapılacak çok iş var. İngiltere, Fransa ve Almanya'nın gerek kendi ulusal çıkarları gerekse de dünyanın güvenliği için birtakım kararlar alması gerektiğini düşünüyorum. Üç ülke, İran'a yalnızca nükleer programını ve sınırlarını değil, aynı zamanda füze programını ve diğer birtakım konuları da içeren yeni bir anlaşma üzerinde çalışmak üzere müzakere masasına oturması için çağrıda bulundu. İran’ın füze programının Ortadoğu’daki savaş riskini artırdığı konusunda defalarca uyardım. Bu durum, İran’ın 14 Eylül’de Suudi Arabistan’a saldırıda bulunmasıyla açıkça ortaya çıktı. Diğer ülkelerin, İran nükleer anlaşmasından elde edilen az ve geçici kazanımların, Ortadoğu'da verilen yüksek maliyete değmeyeceğini fark edeceklerini umuyoruz. İran, bölgedeki istikrarsızlığın ana faktörüdür.
- İran, uranyumun zenginleştirme ve yükümlülüklerini azaltma adımlarının nükleer anlaşmanın 26. ve 36. maddeleriyle tutarlı olduğunu iddia ediyor ve söz konusu maddelerin kendisine, yaptırımların yeniden uygulanmasını halinde sözleşmedeki yükümlülüklerin bir kısmından veya tamamından vazgeçme hakkı verdiğini söylüyor. Bazı İngiliz raporları Avrupa ülkelerinin İran'a tehditlerde bulunduğunu gösterirken, Avrupa ülkelerinin dosyanın BMGK’ya sevkiyle ilgili olarak anlaşmanın 37’inci maddesini kullanmalarını bekliyor musunuz?
Avrupa ülkeleri bu seçeneğe sahip. Nükleer anlaşmadaki ülkelere ne yapacakları konusunda tavsiye veremem. İran'ın yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde Güvenlik Konseyi mekanizmasından yararlanabilirler. Bununla birlikte yeni yaptırımlar uygulayabilir ve Avrupa Birliği’nin (AB) kaldırdığı yaptırımları yeniden devreye koyabilirler. Ancak yine de bu anlaşmada kalan ülkelerin verebileceği bir karardır. Biz anlaşmadan çekildik ve çekilme kararının doğru karar olduğuna inanıyoruz. Bu karar, İran rejimini baskı altına almamızda bize avantaj sağladı. Tahran rejiminin zayıflık ve korku içinde olduğunu görüyoruz. Fakat İran’dan hesap sormak için diğer ülkelere de ihtiyacımız var.
- İran'dan hesap sormanın ve sorumlu tutmanın en etkili yolu sizce nedir? Yeni yaptırımlar uygulamak mı? Nükleer anlaşmanın sona erdiğini ilan etmek mi? Yoksa dosyayı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sunmak mı?
İran'ın nükleer silah edinmesini önlemenin en iyi yolunun nükleer anlaşma çerçevesi dışında çalışmak olduğunu düşünüyorum. Anlaşmanın kapsamı haricinde bir buçuk yıl içerisinde elde ettiklerimizden memnunuz. Nükleer anlaşmada öngörülen yaptırımlardan çok daha güçlü olan tek taraflı yaptırımlar uyguladık. Mevcut nükleer anlaşmanın diğer meselelerle ve tehditlerle başa çıkmada bir engel olduğunu söyleyebilirim.
- İran hükümetinin uranyumu zenginleştirme adımı, yabancı şirketlerin yaptırımlara maruz kalmadan İran nükleer programında çalışmalarına izin veren muafiyetlerin uzatıldığının açıklanmasından birkaç gün sonra geldi. Bununla birlikte ABD, azami baskı kampanyasını sürdürüyor ve çeşitli yaptırımlar uyguluyor. Bu çelişkiyi nasıl açıklarsınız?
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran'ın nükleer programında çalışan şirketler için muafiyetlere izin verildiğini ve buna karşılık İranlı bilim adamlarını yeni yaptırımlar getirildiğini açıkladı. İran'ın nükleer programlarına ilişkin koşulların ve kısıtlamaların devam etmesine izin veriyoruz. Herhangi bir şart ile bağlı değiliz. Bunlar 90 günlük muafiyetlerdir ve istenildiği zaman sonlandırılabilirler. Böylece yabancı şirketlerin kısıtlamalar koymalarına izin veriliyor. İran'ın nükleer faaliyetlerini izleyebilmek ve İran'ın faaliyetlerine göz kulak olabilmek için bizimle birlikte çalışan İngiltere gibi. Ancak Tahran, IAEA'dan birçok şeyi gizleyebiliyor. Bu oldukça tehlikeli bir durumdur. İran'ın Suudi Aramco tesislerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılardan ve yakın zamandaki gaz pompalama ve santrifüjleri artırmasının ardından burada büyük bir değişim olduğunu düşünüyoruz. IAEA, İran’ın nükleer meselelere ilişkin pek çok şeyi sakladığını açıkladı. Anlaşmada kalan ülkelerin Tahran'ı sorumlu tutmak için gerekli adımları atmaları gerektiğini düşünüyoruz.
- ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Güvenlik Konseyi’ni önümüzdeki yıl sona erecek olan İran’daki silah ambargosunu yenilemeye çağırdı. Ambargoların kaldırılması, Rusya ve Çin gibi ülkelerin İran’a sofistike silahlar satmasının önünü açacak. Hatta İran’a herhangi bir tarafa silah satabilecek bir duruma gelecek. Bu, Ortadoğu'da bir silahlanma yarışına yol açacaktır. ABD bu yasağı yenilemek için ne gibi çabalar sarf ediyor?
İran ile yapılan nükleer anlaşmadaki en büyük hatalardan biri, silah ambargosunun nükleer anlaşmanın yürürlüğe girmesinden beş yıl sonra kaldırılmasıdır. Yani bir yıldan az zamanımız var. Buna bir çözüm bulunmadığı halde İran, yalnızca geleneksel silahlar satın almakla kalmayıp aynı zamanda satabilecek. Dünya ülkeleri, İran’ın halihazırdaki istikrarsızlaştırıcı kapasitesi konusunda endişe duyuyorlarsa, silah satış ve alımı konusunda da serbest olduğu zaman durumun nasıl bir raddeye geleceğini hayal etsinler. Bundan dolayı Güvenlik Konseyi, silah yasağını süresi dolmadan yenilemelidir. Bakan Pompeo ile bazı ziyaretler gerçekleştirdik ve Güvenlik Konseyi üyeleriyle konuştuk. Onlara, Devrim Muhafızları'nın yabancı operasyonlardan sorumlu birimi Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ve diğer 22 İranlı terörist üzerindeki seyahat yasağının kaldırılmasının tehlikeleri konusunda uyarıda bulunduk. Bütün bunlar büyük bir tehlike olduğunu düşündüğümüz nükleer anlaşma çerçevesinin bir parçası. Bu konuda nükleer anlaşmaya imza atan ülkeler ve Güvenlik Konseyi'nin diğer üyeleriyle çalışmalar yürütüyoruz.
- ABD son olarak ve İran Dini Lideri’ne yakın yönetici sınıfa yaptırımlar uyguladı. Bunlar arasında Hamaney’in oğlu Mücteba da bulunuyor. İran Dini Lideri’nin oğlunun İran'daki rolünü ve Devrim Muhafızları ile olan ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İran rejiminin dokuz liderine ve İran Dini Lideri’nin yakın çevresine yaptırımlar uyguladık. Bu yaptırımlar onların küresel finansal sisteme erişimini zorlaştırıyor. Bu yaptırımları rejimdeki en yozlaşmış liderlere uyguladık. Bunlar arasında insan hakları ihlalleriyle suçlanan liderlerden biri olan yargı sisteminin başındaki isim de var. Bu yaptırımlar, yolsuzlukla mücadele ettiğimizi ve İran halkını desteklediğimizi gösteriyor.
- Son Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarında Ruhani, bölgedeki bütün ülkelerin bir araya gelmesi ve herhangi bir saldırıda bulunulmayacağına dair söz verilmesi üzerine bir ittifak önerdi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif de yaptığı açıklamada, bunu tekrarladı. İran’ın önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, uzun süre yangınların fitilini ateşleme görevi üslendi. Ayrıca bir itfaiyeci olarak da kendini lanse etti. İran rejimi onlarca yıldır bölgedeki çatışmaları körüklüyor ve ondan sonra barışçıl gibi görünmeye çalışıyor. Bu girişimlerinin oldukça komik olduğunu ve kimse tarafından ciddiye alınmayacağını düşünüyorum.
Brian Hook: İran'a yönelik yaptırım çağrısında bulunduk
Brian Hook: İran'a yönelik yaptırım çağrısında bulunduk
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة