Mişari Zeydi
Suudi Arabistanlı gazeteci- yazar
TT

Irak, devlet ile Haşdi Şabi arasında bir seçim yapmalı

Saudi Aramco şirketine ait petrol tesislerine füzeler ve SİHA’larla düzenlenen saldırıda İran’ın parmağı olduğu kanıtlanmasının ardından Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi’nin ülkesini bunun yol açacağı politik bir tehlikeden kurtarma gücüne sahip olduğunu söyleyebilir miyiz?
Kasım Süleymani, İran güçlerine ve Kudüs Tugayı’na bağlı birlikler olarak Iraklı Şii silahlı milis güçleri istediği gibi kullanıyor. ABD kaynakları daha önce de Iraklı Şii milis güçlerini (Haşdi Şabi) Suudi Arabistan’ın Duvedmi bölgesindeki petrol borularına SİHA’lar ile düzenlenen saldırının arkasında durmakla suçlamıştı.
SİHA’lar demişken; Haşdi Şabi’nin Irak’taki üslerine sürekli bir şekilde saldırılar düzenleyen kimliği belirsiz SİHA’lar olduğunu da belirtelim. Bu saldırılarının sonuncusu Haşdi Şabi’nin Irak’ın batısındaki Anbar şehrindeki üssüne gerçekleştirildi
Bu saldırıların ardından Haşdi Şabi Heyeti Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis (Cemal Cafer İbrahim) ya da İran medyasının ve Haşdi Şabi’nin kendisine yakıştırdığı ad ile “El-Mücahid”, bir açıklama yaparak ABD’ye – elbette sözde- savaş ilan etti. El- Muhendis’e göre Haşdi Şabi üslerini vuran ya ABD’nin kendisiymiş ya da bunu yapması için İsrail’e destek veriyormuş.
Ardından Haşdi Şabi Heyeti Başkanı Falih el-Feyyad ise yardımcısının açıklamalarının Haşdi Şabi’yi temsil etmediğini söyledi. Bazılarına göre bu, Haşdi Şabi arasındaki gerçek bir anlaşmazlığı yansıtıyordu. Bazılarına göre de her biri kendisine biçilen rolü oynuyordu.
Ancak asıl önemli olan başbakanlık görevini üstlenmesinin üzerinden 13 aydan fazla geçmeyen Adil Abdulmehdi’nin nasıl bir politika izleyeceği.
Adil Abdulmehdi, Irak içerisinde Haşdi Şabi’nin gücü ile –tabii eğer gerçekten bunu istiyorsa-  yüzleşmekten de ABD’nin öfkesini üzerine çekmemeyi, bölgesel kuşatmaya maruz kalmamayı ve yaralı İran ile aynı sona sürüklenmeyi engellemekten de aciz.
Geçen pazartesi Bağdat’taki Yeşil Bölge’ye düşen 2 havan topu, mayıs ayında Bağdat’ın doğusundan atılan ve ABD Büyükelçliği yakınlarına düşen roket ve yine mayıs ayında ABD güçlerini konuk eden askeri üslerin maruz kaldığı saldırılar gibi İran’ın Haşdi Şabi aracılığıyla ABD hedeflerine düzenlediği saldırıların Abdulmehdi’yi de sarsması mümkün.
Halihazırda Abdulmehdi’ye karşı Sünni Arap ve Kürtlerden oluşan hatta Haydar el-İbadi ve el-Hekim gibi Şii isimlerin de katıldığ bir muhalif cephe kuruluyor. Peki ama bu cephenin amacı ne? Irak’ı yabancı İran nüfuzundan kurtarmak mı yoksa yalnızca iktidara gelmek mi? Şüphesiz bundan sonra ve özellikle de Abdulmehdi’nin mühendisi olduğu Haşdi Şabi’nin ordu ve güvenlik güçleri ile entegrasyonu kararının ardından Irak’ta hiç kimse İran ve çetelerini rahatsız etmeye cesaret edemeyecek.
Başbakan Abdulmehdi çaresiz görünüyor. Haşdi Şabi üslerinin vurulmasının ardından Irak Hava Kuvvetleri’ne bağlı uçakların hükümetin izni olmadan uçmasını engelleyen bir karar almak zorunda kalsa da “El-Arab” gazetesinde yayınlanan haberin de işaret ettiği gibi Haşdi Şabi üslerine “kimliği belirsiz” SİHA’lar tarafından düzenlenen saldırılar devam ediyor.
Son olarak; ABD kendilerini buna zorlamadıkça ne Abdulmehdi ne de ondan sonra gelecek başbakanlar Irak’ı güçlü mezhep merkezli milislerin istilasından kurtaramayacaktır.