Bahreyn'de Körfez'deki seyrüsefer güvenliğine ilişkin uluslararası bir askeri toplantı yapıldı

Geçtiğimiz Perşembe günü Körfez sularından geçen İngiltere bandıralı petrol tankerine eskortluk eden HMS Montrose adlı İngiliz savaş gemisi (EPA)
Geçtiğimiz Perşembe günü Körfez sularından geçen İngiltere bandıralı petrol tankerine eskortluk eden HMS Montrose adlı İngiliz savaş gemisi (EPA)
TT

Bahreyn'de Körfez'deki seyrüsefer güvenliğine ilişkin uluslararası bir askeri toplantı yapıldı

Geçtiğimiz Perşembe günü Körfez sularından geçen İngiltere bandıralı petrol tankerine eskortluk eden HMS Montrose adlı İngiliz savaş gemisi (EPA)
Geçtiğimiz Perşembe günü Körfez sularından geçen İngiltere bandıralı petrol tankerine eskortluk eden HMS Montrose adlı İngiliz savaş gemisi (EPA)

Bahreyn’in başkenti Manama’da, Körfez’deki seyrüsefer güvenliğine ilişkin uluslararası askeri temsilcilerin katılımıyla bir toplantı yapıldı.
ABD, İngiltere, Bahreyn ve diğer bazı ülkelerin askeri temsilcileri dün Bahreyn’in başkenti Manama’da, ABD ve İran arasında tansiyonun yükseldiği bir dönemde Basra Körfezi’nde petrol tankerlerini hedef alan sabotaj saldırılarının yaşanması ve İran’ın İngiltere bandıralı bir tankeri alıkoymasının ardından Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı sularında deniz trafiğinin güvenliğini sağlamak amacıyla ortak bir askeri misyon kurma olasılığını ele aldılar.
Bahreyn Dışişleri Bakanlığı’ndan dün yapılan açıklamada, bölgedeki mevcut durumun yanı sıra uluslararası işbirliği, koordinasyon ve istişareleri güçlendirmek üzere önemli bir uluslararası askeri toplantı düzenlendiği belirtildi. Açıklamada toplantının hedefinin, İran ve ona bağlı terör örgütlerinin Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı sularında seyrüsefer güvenliği ile dünyanın istikrarını hedef alan saldırılarına karşı atılacak adımları tartışmak olduğu belirtildi.
Bahreyn Dışişleri Bakanı Şeyh Halid bin Ahmed Al Halife, toplantının Bahreyn ve Körfez ülkelerinin, dost ülkelerin ticaret ve enerji taşımacılığı koridorlarını güvence altına almadaki rolünün bir kanıtı olduğuna işaret etti. Haber ajansları tarafından aktarılan açıklamalarında Halid bin Ahmed, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit edenleri caydırmak için ortak çabalarda bulunulmasının gerektiğini söyledi. Halid bin Ahmed, ülkesinin ticaret ve enerji koridorlarını güvence altına almanın yanında bu stratejik bölgede güvenliği ve istikrarı sağlamak için Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ülkelerindeki müttefikleri ve uluslararası ortaklarıyla koordinasyon ve işbirliğini sürdürmek istediğini vurguladı.
Bahreyn Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre toplantıda bölgesel meselelerin yanı sıra Basra Körfezi ve Hürmüz Boğazı’ndaki uluslararası seyrüseferlerin güvenliğini hedef alan İran ve ona bağlı terörist gruplar tarafından tekrarlanan saldırı ve misilleme eylemlerine karşı uluslararası iş birliği, koordinasyon ve istişareleri güçlendirme yolları görüşüldü.
Bununla birlikte Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed, bölgesel ve uluslararası çabaların birleştirilmesinin yanı sıra uluslararası toplumun, barış ve güvenliği hedef alan tüm tehditleri caydırmak için sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğine dikkati çekti.
Bahreyn daha önce deniz trafiği güvenliğini görüşmek üzere Ekim ayında yapılması planlanan bir başka uluslararası toplantıya ev sahipliği yapacağını duyurmuştu.
BAE’den destek açıklaması
Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) dün seyrüsefer güvenliği konusunda başlatılacak herhangi bir uluslararası girişimi destekleyeceğini açıkladı. BAE Dış İlişkilerden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş dün Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Hürmüz Boğazı çevresindeki seyrüsefer güvenliği konusundaki uluslararası girişimler, uluslararası toplum tarafından bölgemizdeki deniz trafiği ve enerji taşımacılığı güvenliğinin, dünyanın ana gündem maddesi haline geldiğinin bir göstergesidir. Bölge güvenliğini güvence altına alan girişimleri destekliyoruz. İstikrarın diplomatik bir araç olduğunun, egemenliğe saygı duyulması ve ülkelerin içişlerine müdahale edilmemesi gerçeğinin farkındayız” ifadelerini kullandı.
Söz konusu toplantı, İngiliz Savunma Bakanlığı ve ABD Donanması 5. Filosu’ndan bir sözcünün toplantının yapılacağını doğrulamasından bir gün sonra kapalı kapılar ardından gündemine dair detaylar açıklanmadan gerçekleştirildi. Bununla birlikte toplantıya “birçok uluslararası ortağın” katıldığı doğrulandı.
Toplantının ayrıntıları açıklanmadı
Diğer yandan DPA dünkü haberinde toplantının ayrıntılarının hala açıklanmadığını belirtti. İngiltere’nin Guardian gazetesi ise dünkü haberinde toplantıya, İngiltere, Fransa ve ABD’nin yanı sıra Londra’nın davet ettiği diğer Avrupa ülkelerinin katılacağını aktardı.
İngiltere’nin Cebelitarık Boğazı yakınlarında İran’a ait “Grace 1” adlı petrol tankerini Suriye’ye yönelik yaptırımları delmek suçlamasıyla alıkoymasından iki hafta sonra 19 Temmuz’da İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Hürmüz Boğazı’nda İngiltere bandıralı “Stena Empiro” adlı petrol tankerini alıkoymasından bu yana Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüsefer güvenliğine dair uluslararası endişeler arttı.
İran, ABD ve müttefikleri tarafından Mayıs ve Haziran aylarında Körfez sularında sabotaj saldırılarına hedef olan petrol tankerlerine yönelik saldırıların arkasında olmakla suçlanıyor.
İngiltere, geçtiğimiz Perşembe günü Kraliyet Donanması'na Hürmüz Boğazı'ndaki İngiltere bandıralı sivil gemilere eşlik etme talimatı verdi.
Bu talimat, istifa eden İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt’ın ülkesinin, Körfez’de Fransa ve İngiltere’nin öncülüğünde bir Avrupa deniz koruma gücü oluşturmaya çalışacağı şeklindeki açıklamasından iki gün sonra verildi.
İngiltere'nin ortak deniz gücü önerisinden iki hafta önce, Körfez'deki en güçlü Batılı donanmaya sahip olan ABD, Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüseferlerin güvenliğini korumaya yönelik çabalarını yoğunlaştırmıştı. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, söz konusu çabalar kapsamında, Japonya ve Güney Kore'ye ziyaretlerde bulunurken ABD’nin Berlin Büyükelçiliği önceki gün, Washington’ın Paris ve Berlin’den Körfez sularındaki seyrüsefer güvenliğinin sağlanması için resmen yardım istediğini açıkladı.
NATO: Resmi talep yok
Öte yandan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg dün yaptığı açıklamada, Hürmüz Boğazı'nda bir misyon oluşturulması yönünde kendilerine resmi bir talepte bulunulmadığını söyledi.
Bir diğer gelişmede ise DMO tarafından ele geçirilen Stena İmpero tankerinin İsveçli sahibi, ilgili hükümetlerden geminin 23 mürettebatının ailelerine dönmelerinin sağlanması için en kısa sürede bir çözüm bulmalarını istedi.
Stena İmpero tankerini işleten İsveçli şirket Stena Bulk’ın Genel Müdürü Eric Hannel ise 19 Temmuz’da DMO tarafından alıkonulan tankerin kurtarılması konusunda neredeyse hiçbir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.
İngiltere’nin önerisine Avrupa ülkelerinden destek
Londra, Körfez’de görev yapmak üzere Avrupalı ülkelerin oluşturacağı bir “deniz koruma misyonu” kurulması çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden tankerlerin bölgeden güvenli bir şekilde geçişini sağlamak için olumlu dönüş yapıldı. Brüksel'deki diplomatik kaynaklara göre Londra’nın teklifi, Danimarka, Polonya, Portekiz, İspanya ve İsveç gibi ülkelerin ilgisini çekti.
Almanya deniz misyonuna katılmayacak
İlgili bağlamda Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas dün yaptığı açıklamada ülkesinin bölgede daha fazla gerilim yaşanmasından kaçındığını vurgulayarak ABD liderliğindeki deniz misyonuna katılmayacaklarını söyledi. Maas, Polonya'nın başkenti Varşova'da gazetecilere verdiği demeçte, “Almanya, ABD tarafından sunulan ve planlanan misyona katılmayacak” dedi.
Konuyu Fransız ortaklarıyla yoğun bir şekilde istişare ettiklerini aktaran Maas, Berlin’in İran'a yönelik maksimum baskı stratejisini yanlış bulduğu için misyona katılmayı reddettiklerini ifade etti. Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) üyesi olan Bakan Maas, Almanya'nın askeri bir gerginlik yaşanmasını istemediğini ve hala diplomasiye güvendiğini söyledi.
Maas’ın dünkü açıklamalarından birkaç saat önce bir açıklama yapan Alman Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer ise Alman hükümetinin söz konusu talebe “herhangi bir olumlu dönüş yapmadığını”, ancak Hürmüz Boğazı'nda Avrupa ülkelerinin katılacağı bir izleme misyonunu “düşünmeye değer” bulduğunu belirtti.
Berlin'de düzenlenen basın toplantısında kendileri için diplomasi yolunun izlenmesinin önemli olduğunu vurgulayan Demmer, “İran ile görüşmek, gerginliği azaltmak ve nükleer anlaşmanın sürdürülmesine yönelik çalışmalar yapmak önemli” diye konuştu. Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Demmer, Alman hükümetinin ABD’nin önerisine “çekimser yaklaştığını” ve bu yüzden katılma teklifinde bulunmadığını belirterek “Çünkü İran'a yönelik politikamızın genel yaklaşımı, ABD'nin şu anki yaklaşımından önemli ölçüde farklı” şeklinde konuştu.
Almanya Savunma Bakanı Annegret Kramp-Karrenbauer ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Alman hükümetinin, ABD'nin Hürmüz Boğazı’ndaki ticari gemileri güvence altına almak için kurulacak misyona Almanya'nın da katılması talebini değerlendirdiklerini söylemişti.
Brüksel'deki NATO Karargahı’na ilk kez resmi ziyarette bulunan ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ile görüşen Başbakan Angela Merkel'in partisi Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) üyesi olan Alman siyasetçi, “Şu anda bu talepleri İngiltere ve Fransa ile yakın istişare içerisinde değerlendiriyoruz. Bunu da politik ve diplomatik hedeflerimiz temelinde yapıyoruz. Kapsamlı bir değerlendirme ile uygun bir karar alınacak” diye konuştu.
Bununla birlikte ABD’ye Almanya’dan olumlu bir yanıt beklememeleri sinyali veren Kramp-Karrenbauer, Almanya ve Avrupalıların, ABD'den farklı olarak nükleer anlaşmayı sürdürmek istediklerine işaret etti. Kramp-Karrenbauer, Avrupalıların ABD’lilere bu konudaki görüşlerinin farklılaşmasının ABD'nin talebine yönelik kararı etkileyeceğine dikkati çekerek, ülkesinin, İran'la barışçıl ve diplomatik bir çözüme ulaşmak ve İran'ın nükleer silah elde etmesini önlemeye yönelik anlaşmayı sürdürmek için elinden geleni yaptığını vurguladı.
Diğer yandan Alman siyasi partileri, son birkaç gündür Berlin’in Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüsefer güvenliğini sağlamaya yönelik askeri ittifaklara katılımıyla ilgili bölünmüş durumda.
Almanya Başbakan Yardımcısı ve Federal Maliye Bakanı Olaf Scholz daha önce yaptığı bir açıklamada Körfez bölgesinde olası bir askeri gerginlikten kaçınmak gerektiğini ve ABD liderliğindeki herhangi bir misyonun, daha büyük bir çatışmaya girme riskini artırdığını belirtmişti. Bu konuda oldukça şüpheli olduğunu ifade eden Scholz, “Sanırım birçok kişide aynı şüpheleri paylaşıyor” dedi.
Berlin, İran’ın nükleer bomba yapmasını engellemek için nükleer anlaşmanın sürdürülmesinin en iyi seçenek olduğunu düşünüyor.



Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, 2024 yılı için düzenli hacı adaylarına yönelik Nusuk akıllı kartının, ister hacı adayı ister süreci yöneten organizatörler olsun, kutsal mekanlara girmek isteyen herkes için zorunlu olduğunu belirtti. Bakanlık, hiçbir istisnanın olmadığını ve bu prosedürü ihlal edenlerin Hac yönetmeliklerini ve talimatlarını ihlal etmekten dolayı cezalara maruz kalacağını bildirdi.

Bakanlık, Facebook ve X sayfalarında yaptığı bir dizi paylaşımda Nusuk akıllı kartının düzenli ve düzensiz hacıları ayırt edebildiğini ve kartı taşımayanların kutsal mekanlara giremeyeceğini belirtti.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı geçtiğimiz hafta Nusuk kartının hacılar tarafından taşınan kağıt versiyonu ve telefonun kamerası kullanılarak kağıt kart üzerindeki kodun taranmasıyla erişilen dijital versiyonu olmak üzere iki versiyonunu piyasaya sürdü.

tbht5

Bakanlığa göre kart, hacıların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştıran birçok hizmet içeriyor; sorunsuz hareket etmelerine yardımcı oluyor, kalkış saatleri hakkında uyarılar alabiliyor ve hacıların kendilerine sağlanan hizmetleri değerlendirmelerine ve şikayetlerini dile getirmelerine olanak tanıyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla hizmetlerinin reklamını yapan sahte Hac kampanyalarının kurbanı olunmaması yönündeki uyarısını yineledi. Bakanlık, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Bakanlık ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.


Muhammed bin Salman ve Zelenskiy Ukrayna-Rusya krizindeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Muhammed bin Salman ve Zelenskiy Ukrayna-Rusya krizindeki gelişmeleri görüştü

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Salman ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman bin Abdülaziz, dün (Çarşamba) Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile Ukrayna-Rusya krizindeki son gelişmeleri ve çözümüne yönelik çabalarını görüştü

Suudi Veliaht Prens'in Ukrayna Cumhurbaşkanı ile yaptığı telefon görüşmesinde, iki ülke arasındaki ilişkiler gözden geçirildi ve ortak çıkarları ilgilendiren bir dizi konu ele alındı.


Kuveyt, Türkiye ile silah alım sözleşmeleri ve yatırımı teşvik mutabakatı zabıtları imzaladı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
TT

Kuveyt, Türkiye ile silah alım sözleşmeleri ve yatırımı teşvik mutabakatı zabıtları imzaladı

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)
Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. (KUNA)

Kuveyt ve Türkiye Ankara'da, Kuveyt'in yararına Türk savunma sanayisi ürünlerinin satın alınmasına ilişkin sözleşmelerle ilgili askeri iş birliği anlaşması imzaladı. İki ülke ayrıca, doğrudan yatırımı teşvik edecek anlaşmalara da imza attı.

Kuveyt Emiri Şeyh Meşal el-Ahmed es-Sabah dün (Salı) Ankara'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmelerde bulundu. Şarku'l Avsat'ın Kuveyt resmi haber ajansı KUNA'dan aktardığına göre Şeyh Meşal görüşmeler sırasında, Türkiye ziyaretinin, ‘iki ülke arasındaki verimli ve yapıcı iş birliğini güçlendirdiğini’ ifade etti. Şeyh Meşal ayrıca, ‘iki liderin, ülkelerinin çıkarlarına hizmet edecek ve halklarının umutlarını gerçekleştirecek şekilde çeşitli alanlarda iş birliğini geliştirme arzusunu’ vurguladı.

Kuveyt Emiri, 21 Nisan'da Ankara'da ‘Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) ile Türkiye Cumhuriyeti arasında serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin başlatılmasına yönelik ortak bildirinin imzalanmasına’ övgüde bulundu.

Şeyh Meşal, “İki dost ülke arasında başta savunma olmak üzere, tüm alanlarda doğrudan sözleşme (hükümetler arası) yoluyla ortak iş birliğini geliştirme arzumuzu yineliyoruz” dedi.

Kuveyt Emiri, “Türkiye-Kuveyt İşbirliği için Ortak Komitesi’nin üçüncü oturumunu Kuveyt'te dışişleri bakanları düzeyinde gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz” ifadesini kullandı.

Ekonomik alanda ise Şeyh Meşal, “Kuveyt-Türkiye Ekonomik, Endüstriyel ve Teknik İşbirliği Ortak Komitesi'nin 11’inci oturumunu Ankara'da gerçekleştirmeyi sabırsızlıkla beklediklerini” belirtti.

xrtn
Kuveyt ile Türkiye arasında Ankara'da imzalanan savunma ve ekonomik iş birliği anlaşmalarının bir bölümü (KUNA)

KUNA, Şeyh Meşal ve Erdoğan'ın dün öğleden sonra Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, Kuveyt Savunma Bakanlığı tarafından temsil edilen Kuveyt hükümeti ile Millî Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından temsil edilen Türk hükümeti arasında imzalanan ikili anlaşmaların imza törenine katıldığını bildirdi. Savunma sanayii alım sözleşmelerine ilişkin idari protokol de dahil olmak üzere, Kuveyt ile Türkiye arasındaki ikili anlaşmaların imzaları, Kuveyt Dışişleri Bakanı Abdullah Ali Abdullah el-Yahya ve Türkiye Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün tarafından atıldı.

Kuveyt Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı arasında ortak bir stratejik diyalog kurulmasına ilişkin mutabakat zaptı ise iki ülkenin dışişleri bakanları tarafından imzalandı.

Diğer yandan Kuveyt İçişleri Bakanlığı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) arasında afet ve acil durum yönetimine ilişkin mutabakat zaptı, Kuveyt Dışişleri Bakanı el-Yahya ve AFAD Başkanı Okay Memiş tarafından imzalandı.

Kuveyt Doğrudan Yatırım Teşvik Kurumu ile Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı Serbest Bölgeler Genel Müdürlüğü arasında, serbest bölgeler alanında iş birliğine ilişkin niyet mektubu, Kuveyt Maliye Bakanı ve Ekonomik İşler ve Yatırımdan Sorumlu Devlet Bakanı Enver Ali Abdullah el-Muzaf ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat tarafından imzalandı.

Şarku’l Avsat’ın KUNA’dan aktardığı habere göre Kuveyt Devleti Konut İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyeti Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında konut refahı ve altyapısı alanında iş birliğine ilişkin bir mutabakat zaptı imzalandı. Anlaşma el-Muzaf ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki tarafından imzalandı.

Diğer yandan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Kuveyt Yatırım Kurumu arasında, yatırım tanıtım faaliyetlerinde iş birliği konusunda mutabakat zaptı imzalandı. Mutabakat zaptı, el-Muzaf ve Özhaseki tarafından imzalandı.


Suudi Arabistan, İsrail'in Ürdün'deki insani yardım konvoyuna saldırısını kınadı

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Ürdün'deki insani yardım konvoyuna saldırısını kınadı

İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)
İnsani yardım yüklü tırlar İsrail'in güneyindeki Erez geçiş noktasından Gazze Şeridi'ne doğru yola çıktı (Reuters)

Suudi Arabistan, İsrailli yerleşimcilerin kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne giden Ürdün insani yardım konvoyuna saldırısını şiddetle kınadı.

Dışişleri Bakanlığı dün (Salı) yaptığı açıklamada, bu saldırıların tekrarının İsrail işgal güçlerinin uluslararası insani hukuk çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmemesinin bir sonucu olduğunu ve Gazze'ye gerekli insani yardımın ulaşmasını engellemek için sistematik bir gizli anlaşmayı teşkil ettiğini belirtti.

Bakanlık, Suudi Arabistan'ın uluslararası topluma, İsrail işgalinin uluslararası hukuk ve uluslararası insani hukuk ihlallerinden sorumlu tutulması için gerekli tüm önlemleri alması ve yardım konvoylarının geçişini koruma ve güvence altına alma ve güvenlik önlemleri alma konusunda sorumluluğunu üstlenmesi çağrısını vurguladı. Yardımların Gazze'ye girmesinin oradaki boğucu insani krizin hafifletilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı.


Suudi Dışişleri Bakanı Ferhan ile Ürdünlü mevkidaşı Safadi, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi tehlikesini vurguladı

Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı Ferhan ile Ürdünlü mevkidaşı Safadi, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi tehlikesini vurguladı

Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)
Refah kapısı Filistin tarafında artık İsrail'in kontrolü altında (İsrail Ordusu- Reuters)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Ürdünlü mevkidaşı Eyman es Safadi, dün (Salı) yaptıkları telefon görüşmesinde, İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını işgal etmesi ve Gazze Şeridi’nden Filistin'e insani yardım girişini kapatması tehlikesini doğruladı.

Suudi Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki tarafın da Gazze'de devam eden İsrail askeri geriliminin durdurulması gereğini vurguladığını belirtti.

Ürdün Dışişleri Bakanlığı, es Safadi ve Prens Faysal'ın daha önceki görüşmeler sırasında Refah şehrine yönelik herhangi bir askeri saldırının önlenmesi gereğini vurguladıklarını bildirmişti.


Kral Selman ve Veliaht Prens , oğlunun ölümü nedeniyle Burhan'a taziyelerini sundu

Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Selman ve Veliaht Prens , oğlunun ölümü nedeniyle Burhan'a taziyelerini sundu

Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz ve Prens Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Kral Salman bin Abdülaziz, oğlu Muhammed'in ölümü üzerine Sudan'daki Geçici Egemenlik Konseyi Başkanı Korgeneral Abdülfettah El Burhan'a başsağlığı ve taziye mesajı gönderdi.

Kral Selman mesajında: "Oğlunuz Muhammed -Allah ona rahmet etsin- vefat haberini aldık. Ekselansları'na ve merhumun ailesine en derin ve en içten başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.  Cenâb-ı Hakk'tan onu engin rahmet ve mağfiretiyle kaplamasını, geniş bahçelerinde barındırmasını ve sizi her türlü zarardan korumasını dileyelim. Biz Allah’tan geldik ve O'na döneceğiz" ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz de Burhan'ın benzer bir mesaj göndererek şunları söyledi: "Oğlunuz Muhammed'in -Allah ona rahmet etsin- ölüm haberini aldım. Ekselanslarınıza ve merhumun ailesine en sıcak ve en içten başsağlığı dileklerimi göndererek, Yüce Allah'tan ona rahmet ve mağfiret etmesini ve geniş bahçelerinde yaşatmasını diliyorum. O, işiten ve cevap verendir.”


Suudi limanları hacıları kabul etmeye hazır

Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
TT

Suudi limanları hacıları kabul etmeye hazır

Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)
Korgeneral Süleyman Al-Yahya, Hac Pasaport Müdürleri toplantısına başkanlık ediyor (SPA)

Suudi Pasaport Müdürlüğü, uluslararası hava, kara ve deniz limanları aracılığıyla bu yılki hacı kabulü için hazırlıklarını tamamlayarak, Allah'ın misafirlerinin çeşitli dillerinde nitelikli insan kadroların çalıştırdığı son teknik cihazlarla işlemlerini tamamladı.

Hac ile ilgili yapılan toplantıda Pasaport Genel Müdürü Korgeneral Suleyman Al-Yahya, Müdürlük çalışanlarına kendilerine verilen görevleri doğru ve yetkin bir şekilde yerine getirmeleri, Allah'ın misafirlerine hizmet etme konusunda çabalarını sürdürmeleri çağrısında bulundu.

frvfvr
Hac Pasaport Müdürleri toplantısından (SPA)

Hac Bakanlığı, hacılara rahatlık sağlayacak ve yolculuklarını kolaylaştıracak teknik imkanlardan yararlanacak, her imkânı sunma yönündeki sürekli çabası kapsamında bu yılki Hac'da kullanılacak “Nusuk” kartını geçtiğimiz günlerde kullanıma sundu.

“Nusuk” ve “Tevekkalna” uygulamalarında dijital versiyonu da bulunan kart, yurt dışından gelenlere vize çıktıktan sonra Hac ofisleri aracılığıyla teslim edilerek, hacıların çeşitli avantaj ve hizmetlerden faydalanmasına imkân sağlıyor.


Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
TT

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli, Suudi Arabistan ile finansal teknoloji, yeşil finans, yapay zeka, uzay ve siber güvenlik alanlarındaki ortaklıkları en üst düzeye çıkarmak için yoğun çabaların sürdüğünü açıkladı.

Mainelli geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısına katılımı sırasında Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Birlikte çalışarak, finansal hizmetler sektörünü güçlendirmek ve yeşil dönüşümün sunduğu muazzam fırsatları ortaya çıkarmak için sürdürülebilir finans alanındaki uzmanlık ve yenilikleri paylaşabilir ve kullanabiliriz” şeklinde konuştu.

Riyad'da ülkesinin delegasyonuna liderlik eden Mainelli, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

İngiltere, Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı

Mainelli, “İki krallık önemli ticaret ortaklarıdır; Birleşik Krallık 17,4 milyar sterlin (82 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağıdır. Bu arada Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), 65 milyar Sterlin (305 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Birleşik Krallık'ın dördüncü büyük ticaret ortağıdır. Suudi Arabistan'ın Birleşik Krallık'taki yatırımlarının değerinin 65 milyar sterlin (305 milyar riyal) olduğu tahmin ediliyor” ifadelerini kullandı.

Mainelli sözlerini şöyle sürdürdü: “KİK ile Birleşik Krallık arasında devam etmekte olan serbest ticaret müzakerelerini memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun mesleki, ticari ve finansal sektörlerde pazara erişim konusunda hızlı ilerleme çağrısında bulunan Birleşik Krallık-KİK Ortak Ticaret ve Yatırım İncelemesi’nin tavsiyelerine uymasını umuyoruz.”

Mainelli, geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısının önemi ve temiz enerji konusunda ikili, bölgesel ve küresel iş birliği için yeni fırsatlar konusunda ise “Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısı, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 çerçevesinde ekonomisini petrol ve doğalgazdan uzaklaştırarak çeşitlendirme konusunda kaydettiği olağanüstü ilerlemeyi sergilemesi için bir fırsattı” dedi.

Mainelli sözlerine şöyle devam etti: “Suudi Arabistan'ın geleceğine derinlemesine bakması harika ve ben bunu alkışlıyorum. Suudi Arabistan'ın hidrojen teknolojisinin yanı sıra biyoloji ve sağlık alanında da büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.”

‘Vizyon 2030'un en iyi yanının Suudi halkı için iyi entelektüel işler yaratmak olduğunu ve bunun 40 milyonluk bir ülkenin neleri başarabileceğine dair yüce bir vizyon sunduğunu’ vurgulayan Mainelli, Birleşik Krallık Londra'nın finansal teknoloji, yeşil finans ve sigorta alanlarındaki deneyiminden ötürü, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un çeşitlendirilmiş bir ekonomi, finansal katılım ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için tercih edilen doğal ortak olduğunu belirtti.

Mainelli, “Birleşik Krallık'ın finansal ve profesyonel hizmetlerden sorumlu uluslararası elçisi olarak, Suudi Arabistan'ın yeni ortaya çıkan finansal teknoloji ve yeşil finans gruplarının yanı sıra yapay zeka ve uzay şirketleriyle görüşmek üzere buradayım. Ayrıca, başta sigorta, bankacılık, dijital, yeşil finans, siber güvenlik ve finansal teknoloji olmak üzere finansal hizmetlerde Suudi Arabistan ile ortaklığımızı en iyi şekilde nasıl derinleştirebileceğimizi tartışmak üzere maliye ve yatırım bakanlarıyla ikili görüşmeler yapacağım” ifadelerini kullandı.

Riyad ve Londra arasında eşleştirme

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Londra ve Riyad arasındaki eşleştirme (twinning) süreci ve mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

Mainelli, “Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan'dan politika yapıcılar, sektör liderleri ve finans profesyonellerinin yanı sıra uluslararası katılımcılar da dahil olmak üzere 200 kadar üst düzey katılımcıyı bir araya getirecek. Zirve, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanacak” şeklinde konuştu.

Mainelli'ye göre yaklaşan zirve, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'da ana hatlarıyla belirtilen sürdürülebilir altyapı hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için becerilerini, ürünlerini, uzmanlıklarını ve sermayelerini sunma konusunda daha fazla Birleşik Krallık finans ve profesyonel firmasını proaktif ortaklar olmaya teşvik edecek. Zirve ayrıca, iki ülke arasında anlamlı, uzun vadeli ortaklıklar ve iş birliği kurmanın önemini vurgulayacak.

Mainelli'ye göre zirvenin konuları arasında, sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi ve yeşil dönüşümün teşvik edilmesinde İngiltere-Suudi Arabistan iş birliğinin unsurları ve önemi, sürdürülebilir altyapının finansmanı, yatırım açığını kapatmanın yolları ve kamu-özel sektör ortaklıklarının rolü yer alıyor.

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi'nde yenilikçi finansman modellerinin yanı sıra mega projeler ve akıllı şehir planlaması açısından kentleşme ve sürdürülebilir şehirlerin geliştirilmesi ile yeşil teknolojilerin yaygınlaştırılması ve inovasyonun teşvik edilmesi çerçevesinde yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji girişimlerinin de ele alınacağını kaydetti.

Mainelli sözlerini şöyle noktaladı: “Suudi Arabistan, ekonomik çeşitlendirme planı ve Vizyon 2030 ile ekonomik dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Sürdürülebilir finans alanında küresel bir lider olan Birleşik Krallık ile birlikte zirvenin çözümler üreteceğinden ve dünyanın geri kalanının faydalanabileceği bir model oluşturacağından eminim.”


Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman, Devlet Bakanı, Savunma Bakanı ve Burkina Faso Gazileri Tümgeneral Kasım Coulibaly ile görüştü. Dün (Pazar) yapılan görümede iki taraf arasındaki ilişkilerin gözden geçirmesinin ardından askeri ve savunma alanlarında iş birliği anlaşmaları yapıldı.

Prens Halid bin Salman'ın, Tümgeneral Kasım Coulibaly'yi Riyad'daki bir kütüphanede kabulü sırasında yaptığı görüşmelerde, bölgesel ve uluslararası alandaki durumla ilgili gelişmeler ve bu konuda yapılan çalışmalar ele alındı.

Toplantıya Suudi tarafından Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdul Rahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Fayyad Al Ruveyli, İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Beyani ve Savunma Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Hişam bin Abdulaziz bin Saif katıldı.

Burkino Faso tarafında ise Savunma Bakanlığı Askeri ve Savunma İşbirliği Genel Müdürü Tuğgeneral Kapoor Jean-Baptiste, Burkina Faso Kraliyet Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Traore çok sayıda üst düzey yetkili hazır bulundu.


Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok
TT

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı: Botulizm zehirlenmesinden 43 vaka iyileşti, semptom gösteren yeni vaka yok

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı bugün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, son zamanlarda izlenen salgının son beş gününde yeni bir botulizm gıda zehirlenmesi vakası kaydedilmediğini belirterek, izlenen vaka sayısının 69'u vatandaş, 6'sı bölge sakini olmak üzere 75 vakaya ulaştığını bildirdi.

Enfekte olan kişilerden 50'sine botulizm gıda zehirlenmesi teşhisi konulduğunu açıklayan Bakanlık, 43 vakanın iyileşerek hastaneden taburcu edildiğini, 11 hastanın servislerde, 20 hastanın ise yoğun bakımda yattığını açıkladı. Bakanlık bir ölüm vakası olduğunu belirtti.

Suudi Arabistan'daki devlet kurumlarının doğru bilgi vererek ve söylentileri yalanlayarak izlediği şeffaflık doğrultusunda yapılan açıklamada, ‘tüm bu vakaların tek bir kaynaktan çıkan gıda zehirlenmesi salgınıyla ilişkili olduğuna’ dikkat çekildi. İlgili devlet kurumlarının ortak çabaları sonucunda salgının kontrol altına alındığını ifade eden Sağlık Bakanlığı, vakaları takip etmeye ve sağlık hizmeti sunmaya devam ettiklerini vurgulayarak, hastalara acil şifalar diledi.

Sağlık Bakanlığı, kamuoyunu, bilgileri resmi kaynaklardan almaya ve özellikle ilgili kurumların olayın tekrarlanmasını önlemek için derhal ve doğrudan önlemler alması nedeniyle söylentileri ve yanlış bilgileri yaymamaya çağırdı.

Devlet kurumları tarafından alınan tedbirler, vatandaşların, bölge sakinlerinin ve ziyaretçilerin güvenliğini sağlayacak her şeyin sürekli ve yoğun bir şekilde takip edildiğini ortaya koyarken, hastaların en üst düzeyde tıbbi müdahaleye ve hızlı bir şekilde iyileşmelerine yardımcı olmak için özenli takibe alınmaları dikkat çekiyor.