Halid Kıştini
Iraklı gazeteci - yazar
TT

Kral Birinci Faysal

Hiç şüphesiz Irak Kralı Birinci Faysal, genelde Arap meseleleri, özelde ise Suriye ve Irak’ın bağımsızlığı ve Irak krallığının inşası için büyük bir çaba sarf etti. Bu da Kral'ın sağlık durumunun bozulmasına yol açtı. Bunun için Kral, ömrünün son yıllarını bitkin ve hasta olarak geçirdi. Bildiğimiz üzere kral, hastalığa direnemeyip 1933 yılında İsviçreli cerrahların önünde vefat etti.
Hava yoluyla seyahat etmenin tehlikeli ve meşakkatli olduğu bir zamanda Irak Kralı Birinci Faysal, hastalık nedeniyle Avrupa başkentlerine çeşitli seyahatler yapması gerekiyordu. Kral, sağlığını geri kazanmak ve olayların neticesinde bozulan kötü sağlık durumundan kurtulmak için çok miktarda harcama yapması gerekiyordu. Fakat Kral Faysal’ın hiçbir şeyi yoktu. Bağdat’tayken Yahudi bir taciri evinde ağırlamayı kabul etmekten başka bir çare bulamadı. Bir Kral ve devlet başkanı olarak Faysal, yurtdışına gidip tedavi olmak amacıyla gerekli ödeneğin tahsis edilmesi için talepte bulundu. Maliye Bakanı, Sassoon Eskell’di. Yahudi bakan, meslektaşları ve Başbakan Tevfik es-Süveydi ile istişare yaptı. Bunun üzerine onlar, Kral'ın devletten aylık maaşını almasına karar verdiler. Bunun için Kral, herhangi bir memur gibi aylık maaşına göre kendi durumunu ayarlaması gerekiyordu. 
Başbakan, “Kral, resmi bir görev için seyahat etseydi seyahat masraflarını karşılardık. Ancak bu, kralın sağlığını ilgilendiren kişisel bir meseledir. Dolayısıyla Kral, bunun sonuçlarına katlanmalıdır” dedi. Aslında başbakan, yanlış düşünüyordu. Zira Faysal'ın sağlık durumu, resmi görevlerinin ağırlığından ve devlet işlerini yürütmesinden dolayı kötüleşmişti. Dolayısıyla herhangi bir personel ya da sıradan bir işçi bile görevi neticesinde sağlık durumunun kötüleşmesi halinde tedavi masraflarını devletten talep edebilir. Hatta bildiğimiz üzere bunun için tazminat isteyebilir. Fakat Tevfik es-Süveydi, muhalif tutumunu sürdürdü. Kral Faysal’ın, bu durumu kabullenip kendi özel ve sınırlı imkânlarıyla tedavi olmaktan başka çaresi yoktu. 
Başbakan, Kral Faysal’la görüşmek için kraliyet sarayına gitti ve kendisine tedavi masraflarının karşılanmasıyla ilgili talebinin reddedildiğini bildirdi. Bu durum karşısında çok üzülen Kral, başbakana şunu söyledi: “Siz, benim devlet namına tedavi görmeme karşı çıkıyorsunuz. Basra şehrinde Ali eş-Şevvaf adında bir kadı var. Basra Sancağı’nın kadısı. En güzel hurma bahçelerinden 15 dönümlük bir arazi satın aldı. Bildiğim kadarıyla 15 dönümlük arazi büyük bir para demektir. Basra kadısı, bu parayı nereden buldu?” 
Yaygın görüşe göre kadı, bu parayı müfettişlerden aldığı rüşvetlerden ve yaptığı yolsuzluklardan topladı. Kral Faysal, bu meseleyi sağlık masraflarıyla karşılaştırdığı için öfkeli değildi. Aksine o, devletin kadısının çalmasına ve yolsuzluk yapmasına öfkelenmişti. Kral, “Bu tarz yolsuzluklar üzerine bir vatan inşa etmek istemiyoruz” dedi. 
Başbakan, bu konuyu araştıracağına dair söz verdi. Kuruluş sırasında Irak, o vakitlerde birçok Arap beldesinde yaygın olan yolsuzluk yanlılarına miras kaldı. Kral Faysal, İsviçre’ye kendi imkânlarıyla gitti ve orada vefat etti. Allah rahmet eylesin. İşte o zaman devletin imkânlarıyla tahta parçası üzerinde Irak’a geri döndü.