İsrailli bazı sivil toplum kuruluşları, Filistinlilere ilişkin almış olduğu kararlarda İsrail Yüksek Mahkemesini aşırı sağın iradesine boyun eğmekle suçlarken, mahkemenin işgal makamları elinde bir araç haline geldiğini düşünüyor. Kuruluşlar tarafından yapılan bu açıklama, mahkemenin işgal altındaki Batı Şeria’nın İsrailli arkeologlar tarafından uluslararası yasa ve sözleşmelere aykırı olarak yürütülen arkeolojik kazılar hakkından bilgi talep eden dilekçenin reddedilmesi kararının ardında geldi.
Yesh Din ( Adalet var) ve Emek Shaveh (Benzerlerin derinliği) isimli sivil toplum kuruluşları tarafından yapılan açıklamada, İsrail işgal makamlarının 1967 yılında işgal edilen bölgelerde ordunun, Eski Eserler İdaresi ve İsrail Tarihi Eserler Kurumu ile birlikte kazı faaliyetleri yürüttüğü belirtildi. Batı Şeria’nın işgalinden bu yana İsrail Eski Eserler İdaresi tarafından verilen izinle yüzlerce kazı yapıldığı, ancak İsrail’de gerçekleşen kazıların aksine Batı Şeria’da gerçekleşen arkeolojik kazı bulgularını açığa vurmaktan kaçındığı aktarıldı. İsrail, bulguları ifşa etme talebini ise reddediyor.
İnsan hakları kuruluşları, kazıları yapan arkeologların isimleri ve buldukları kalıntı sonuçlarını hangi müze ve kuruma verdiklerine dair listeyi talep ederek mahkemeye başvurdu.
Mahkeme, böyle bir bilginin yayınlanmasının gelecekteki siyasi müzakerelerin ve kazıların kendilerine zarar verecek olması sebebi ile kazıları yapan arkeologların kimliklerini yayınlamayı reddetti. Böylece İsrail Yüksek Mahkemesi, İsrailli sivil toplum kuruluşlarının talebini reddederek, İsrail’in işgal politikalarını Batı Şeria’da uygulamak ve uluslararası hukuku ihlal etmek adına tartışmalı bir karar aldı.
Temyiz Mahkemesi, kuruluşların 2016 yılında Yüksek Mahkemeye sunduğu dilekçeyi itiraz etti. Dilekçede, ordunun sivil idaresinde bulunan Eski Eserler İdaresi tarafından yapılan kazılar hakkında özgür bilgi talep edilirken, 1954 tarihli Lahey Sözleşmesi, işgal birliklerinin tarihi eserleri bölgeden uzaklaştırmasını yasaklıyor.
Mahkeme hâkimleri, dilekçe ile ilgili konuda görüş farklılıkları yaşadı. Hâkimler Yousef el-Roun ve Noam Solberg arkeologların isimlerinin açıklanmasının kendilerine zarar vereceğini düşünüyor. El-Roun kararında, arkeologların isimlerinin yayınlanmasının mesleki ve ekonomik çıkarlar ile çalıştıkları kurumlar üzerinde bir etki yaratacağını belirterek, bu konuda açık ve gerçek bir korkunun olduğuna değindi. Kazı çalışması yapan arkeologların araştırma ve akademik geleceklerini etkileyebilecek boykotlara maruz kalabileceğine değinen hâkim, Batı Şeria'daki kazı faaliyetlerinin uluslararası dergilerde yayınlanmasına, uluslararası konferanslara katılımların engellenmesine, ABD’li meslektaşları ve gönüllülerin onlarla bilimsel işbirliğini reddetmelerine ve araştırma bursları almalarına engel olabilecek kısıtlamalar getirilebileceğini de ekledi. Hâkim, Batı Şeria’daki arkeolojik bulguların ortaya çıkarmanın Filistinlilerle gelecekteki müzakereler dâhil İsrail’in dış ilişkilerine zarar vereceğini belirterek, bunun uluslararası arenada İsrail’e zarar vermek isteyenler tarafından kullanabileceğini ifade etti.
Davadaki üçüncü hâkim olan Anat Bron ise, meslektaşlarının kararına karşı çıkarak boykot korkusunun bilgilerin açığa çıkmasını önlemeyeceğini söyledi. Hâkim, konu ile ilgili açıklama yapmanın Batı Şeria’daki arkeolojik kazıların yasallığı konusundaki kamu tartışmalarını susturulabileceğini ifade etti. Konunun tartışmalı olduğunu izah eden Bron, bilgilerin gizlenmesinin korku ve endişeleri ortadan kaldırmayacağına da belirtti.
İsrail mahkemesi, Batı Şeria’daki kazı çalışmalarını gizlemeye çalışıyor
https://turkish.aawsat.com/home/article/1731196/israil-mahkemesi-bat%C4%B1-%C5%9Feria%E2%80%99daki-kaz%C4%B1-%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fmalar%C4%B1n%C4%B1-gizlemeye-%C3%A7al%C4%B1%C5%9F%C4%B1yor
İsrail mahkemesi, Batı Şeria’daki kazı çalışmalarını gizlemeye çalışıyor
İsrail mahkemesi, Batı Şeria’daki kazı çalışmalarını gizlemeye çalışıyor
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة