Selman Dusari
Suudi Arabistanlı gazeteci, Şarku'l Avsat eski genel yayın yönetmeni
TT

Sudan’da ertesi gün

Hızlı ve dramatik bir şekilde gerçekleştiği zaman siyasi rejimleri değiştirmek nadiren başarılı olur. Bu rejimler, askeri kökenliyse ve yıllardır iktidardaysa değişimin sonuçları, çok maliyetli ve ağır olur.
Uzun süre tek başına iktidarda kalan rejimlerin devrilmesinden kaynaklanan boşluğu telafi edecek siyasi örgütlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bulunmamasından dolayı tarihi bakımdan özellikle Arap ülkelerinde –ki Arap Baharı’nda kötü bir örneğe sahibiz- genellikle değişim, daha iyiye değil, daha kötüye doğru gidiyor. Ancak kan dökülmeden ve silahlı çatışma çıkmadan önceki Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in görevden uzaklaştırılıp Geçiş Konseyi’nin yönetimi devralmasından bir hafta sonra Sudan’da yaşanan gelişmeler, yukarıdaki kaidenin tamamen tersi istikametinde meydana geliyor. Bu gelişmeler, şu ana kadar Sudan halkının en az zarar ve en çok kazançla Beşir’i devirerek protesto hareketinde başarılı olduğunu gösteriyor.
Askeri kurumdaki değişim bile askeriyenin doğasına aykırı. Şu ana kadar ordu, protestocuların taleplerine karşılık verdi. Askeri Geçiş Konseyi, siyasi partilerden geçiş sürecinde başbakanlık görevi için üzerinde ittifak edilmiş milliyetçi bir şahıs önermelerini talep etti. Askerin, hükümeti tekeline almayacağı konusunda en iyimser olanların beklemediği bir sürprizdi bu. Daha önce de Avad bin Avf, tayin edildikten bir gün sonra konsey başkanlığından istifa etti. Ayrıca sokağın ve muhalefetin taleplerine cevap vermek için yargıda, orduda ve medya organlarında üst düzey yetkililerin görevden alındığına dair bir dizi güçlü kararlar yayımlandı.
Beşir’in görevden alındığı haftadan şu ana kadar Geçiş Konseyi’nin destek toplama ve büyük Arap ülkelerinin desteğini alma gücü değerlendiriliyor. Bu destek, uluslararası tutumları olumlu bir şekilde tarafsız hale getirdi. Sudan halkının konseye yönelik güvenine yansıyacak çarpıcı uluslararası tutumlar sergilenmedi. Bu sayede Geçiş Konseyi, iktidarı tamamen sivil yönetime devredene kadar geçiş sürecini bir rejim gibi yönetebilecek.
Büyük siyasi dönüşümlerin olduğu benzer geçiş süreçleri, anlaşmazlığa, gerilime ve kargaşaya şahit oldu. Sudan’da da bu duruma şahit olmamız normal. Nitekim bu tür değişimlerin olduğu diğer ülkelerde de anlaşmazlığa, gerilime ve kargaşaya şahit olundu. Buna rağmen Sudan’daki değişim rüzgârının diğerlerine göre tamamen farklı olduğu ortada. Kim bilir 34 yıl sonra yeniden bir sürpriz meydana gelir de 1985 yılındaki Swar ez-Zeheb’in tecrübesi tekrar eder. Zira o dönemde Swar ez-Zeheb, yönetimden gönüllü olarak çekilmiş ve yönetimi barışçıl bir şekilde devretmişti.
Tabi Sudan’ın kritik geçiş sürecini atlattığı söylenemez. Aynı zamanda Geçiş Konseyi ile halk arasında artan güven, Sudanlıların krizden daha az kayıpla çıkmalarının tek garantisidir. Muhalefet, ‘ertesi gün’ stratejisinin olmamasından endişe duyuyor. Öyle görünüyor ki muhalefet, rejimin bu kadar kolay bir şekilde devrileceğini tahmin etmemişti. Bunun için onlar, Sudan’da Beşir’siz ertesi güne iyi hazırlanmadı. Muhalefet, geçiş sürecini devralacak sivil hükümetin kurulmasına, parlamento seçimine ve Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılmasına onay vermedi.
Ayrıca Genelkurmay Karargâhı önünde oturma eylemi halen devam ediyor. Uzun süre devam etmesi halinde oturma eylemi, Sudan’ın lehine olmayacak bir sorundur. Bunun için pek çok anlaşmazlığın ve uyumsuzluğun –ki siyasi partiler, geçiş süreciyle ilgili düzenlemelerde görüş birliğine varamadı- olduğu bir ortamda endişeler halen devam ediyor. Burada protesto hareketinin, tüm sendikalardan ve siyasi partilerden oluşan kapsamlı ve çeşitli bir gösteri olduğunu unutmayalım.
Halk, Beşir’i devirene kadar hedeflerini birleştirse de ertesi günün belirsizliği inkâr edilemez. ‘Ertesi gün’ stratejisinin bulunmadığı bir ortamda Geçiş Konseyi tarafından protestocuların taleplerinin gerçekleştirilmesi ile muhalefetin taleplerinin yavaş yavaş artması arasındaki boşluk giderek büyüyor. Daha iyi bir gelecek için büyük dönüşümlerde bazı küçük tavizler verilmelidir.